Şubat 17, 2013

Hazır Rize'ye yol yakınken...


Erzurum Büyükşehir Belediyespor Trabzon deplasmanından da faciayla döndü. Arsinspor gibi ligin orta sıra takımına 2-0 kaybeden mavi-beyazlılarda Teknik Direktör Taşkın Güngör kredisini tamamen tüketti.

Sezon başında tam 21 transfer yapıldı...
Ortalama her takım 23 kişilik kadro kuruyorken Erzurum Büyükşehir Belediyespor, tamamen teknik direktör insiyatifiyle 30'a yakın oyuncuyu kadrosunda bulundurarak lige başladı...
Ligde 22 maç geride kaldı...
Hiçbir maçta aynı kadro iki müsabaka üst üste sahaya çıkılmadı...
Kimi transferler haftalarca kadroya giremediği takdirde devre arasında gönderilmeyerek takımda tutuldu...
Sezon başında As takım kadrosuna çıkarılan Erzurum çıkışlı oyuncuların tümü geri gönderildi; Furkan Dumlu haricinde...
Erzurumlu Furkan Dumlu ise hiçbir maçta kadroya alınmadı...
Son yıllarda Erzurum'un yetiştirdiği en yetenekli isimlerden olan Muhammed Emin Bayoğlu adeta "antrenman futbolcusu" yapıldı ve ilk onbire alınmadığı gibi 18 kişilik maç kadrolarına bile giremedi...
Yönetimle ortaklaşa ve orgaize şekilde sezon başında her gün basına ve taraftara "şampiyon olacağız" "rakipleri pas manyağı yapacağız" gazı veren Taşkın Güngör, Play-Off trenini bile kaçırma sürecine giren Erzurum Büyükşehir Belediyespor teknik direktörü olarak "Biz planımızı iki yıllık yapmıştık, şampiyonluk gibi bir söz vermedik, her sezon üst sıralara oynayan takım oluturma gayesindeyiz" açıklamaları yapmaya başladı...

FATİH-AHMET-EMRAH ÜÇLÜSÜ VE ŞAMPİYONLUK!

Yönetime aleni olarak "Bana Bugsaş'tan Fatih Arat, Ahmet Baykal ve Emrah İnanç'ı alın, sizi şampiyon yapayım" diyen...
Ahmet Baykal'ın Keçiörengücü'nden Bugsaş'a daha yeni transfer olmasına karşın harekete geçerek bu üç ismi de kadrosuna katmayı başaran yönetim gayreti ortadayken...

Erzurum Büyükşehir Belediyespor, haftalardır Erzurum'da yapmadığı "çift forvetle oynama" taktiğini deplasmanda gerçekleştirmek isteyerek, geçen haftanın en formda ismi Ekrem'i yedek kulübesine çekerek Ahmet Baykal ve formsuz Cabir Coşar'ı kadroya alarak başladığı 22. hafta maçında Arsinspor'a 2-0'lık sonuçla mağlup oldu.

Yönetim 'şaşkın'...
Taraftarın sabrı 'taştı'...
Artık kandırılmaktan usanan Erzurum ise ayağa kalktı...

Taşkın Güngör...
Hazır Trabzon'dayken..
Rize'ye de yol yakınken...
...
Her şeyi de biz mi söyleyelim?

Ocak 31, 2013

Çorum deplasmanı yaklaşırken...

Çorum deplasmanı yaklaştı..
Cuma günü sabahtan "otobüsle" Çorum yolculuğuna çıkacak takım..
Olası bir puan kaybında hocanın Erzurum'a bir daha dönmeyeceğini, Çorum'dan direkt olarak Rize'ye geçebileceğini düşünüyorum. Gümüşhane maçından sonra neden istifa etmediğini de önümüzdeki 5-6 maçlık fikstüre baktığımızda anlarız zaten.. Kendisi kariyerinin henüz başında sayılır ve çalıştırdığı iki takımda da çok iyi not alarak iyi yerler görerek tamamlamış. Şimdi bizim önümüzde de Çorum, Kocaeli, Arsin, Diyarbakır, Elazığ ve Mardin maçları var.. Tam Taşkın Güngör'e göre rakipler yani.. Bu 6 maçı kayıpsız atatıp "ben bırakıyorum" deyip zirvede bıraktım havasına girebilir. Ya da bu 6 maçı kazanarak kredi topladığını düşünerek sonraki hafta peş peşe oynayacağımız Maraş, Beylerbeyi, Sancaktepe ve Keçiören maçlarında "ya bu maçları alırım ya da bu maçlar beni alır" düşüncesindedir..

Bu saatten sonra "hocalık" durumlar bizim nazarımızda biraz itibarsız kalıyor, takımın durumudur bizim için aslolan. Ve fikstüre tek tek bakarsak şu -olası/olması gereken- 6 maçlık galibiyet serisinden sonra  Maraş deplasmanına puan tablosunda çok çok farklı bir yerdeyken gidebiliriz, eğer o gazla Maraş'ı da devirdik mi (hatta puan durumuna göre beraberlik ihtimali bile sevindirici olabilir) o zaman sanırım yine "Taşkın Güngör'ün heykelini dikme" seviciliğine tekrar geçebiliriz.. Biz zaten insanı ya 'putlaştırana kadar' severiz ya da yerin dibine sokacak derecede nefret ederiz. Ayarsız sevmek şehir olarak genlerimizde var gibi..

Bakalım bakalım neler olacak..

Bu arada bir de not: Çorum'la aramızda 10 puanlık fark olmasına rağmen onların attığı gol sayısı bizimkinden fazla..

Ocak 29, 2013

45. YILIN KUTLU OLSUN ERZURUMSPOR'UM

29 Ocak 2013..
45. kuruluş yılın kutlu olsun Erzurumspor.

Artık hiç kimsenin aklına gelmeyeceğini, unutulacağını, anılmayacağını mı zannettin?
Andolsun ki unutulmayacaksın.

Diğer oluşumları yalnızca "Sen'i tekrar bize kavuşturacağı ümidiyle, Sen gibi görerek" seviyor ve destekliyoruz.

Bize her şey Sen'i hatırlatıyor Erzurumspor.
Sen hâlâ bizdesin.
Biz hâlâ sende...

Nice 45. yaşlara Erzurumspor'um.
"Can kuşum,
Umudum,
Canım sevgilim".
..

Ocak 21, 2013

56 gündür nâgalibiz! [HABER]

3. Lig 3. Grup'ta sezona çok iddialı bir biçimde, şampiyonluk parolasıyla başlayan Erzurum Büyükşehir Belediyespor, haftalardır aldığı 'mağlubiyet derecesindeki' beraberliklerle üst lig hedefinden iyice uzaklaştı. Devre arasının da araya girmesiyle birlikte galibiyet özlemi yaklaşık 2 aya çıkan Erzurumspor taraftarlarının ümitleri yine yavaş yavaş tükeniyor...

Ligin ikinci yarısında karşılaştığı Maltepespor maçında adeta şart olan galibiyete ulaşamayan Erzurum Büyükşehir Belediyespor, taraftarlarının iyice karamsar bir havaya bürünmesine neden oldu.

Son olarak 25 Kasım'da sahasında Oyak Renaultspor'u mağlup eden mavi-beyazlılar bu maçın ardından çıktığı 5 maçta da 3 puana ulaşamadı. 'Beraberlik takımı' görüntüsü çizen ve oynadığı 18 maçın 7'sinde sahadan beraberlikle ayrılan Taşkın Güngör'ün talebeleri, Oyak maçından sonraki 5 müsabakadan 4 beraberlik çıkarırken bir kez de mağlup oldu.

Ligin 3 haftalık devre arasının da araya girmesiyle 3 puan sevincini adeta unutan Erzurumspor taraftarı tam 56 gündür galibiyet sevinci yaşayamadı.

GOL KISIRLIĞI

3. Lig 3. Grup'ta mücadele eden 18 takım arasında hâlen en az gol yiyen 3 ekipten biri olan Erzurum Büyükşehir Belediyespor, rakip kaleye gol atma konusunda ise adeta yoklara oynuyor.

Şimdiye kadar oynadığı maçların yalnızca birinde 3 gol atan Erzurum ekibi, diğer tüm müsabakaları golsüz yada 1 veya 2 gol atarak kapadı.

Oynadığı 18 maçta sadece 24 gol atabilen Erzurum Büyükşehir Belediyespor, 12. sıradaki 20 puanlı Yimpaş Yozgatspor'dan dahi az gol attı (27). Lider Darıca Gençlerbirliği'nin attığı gol sayısı ise Erzurum'un iki katı seviyesine yakın; 45.

TAŞKIN GÜNGÖR'E GÖRE HAVA HOŞ

İkinci devrenin ilk maçında İstanbul deplasmanında Maltepespor karşısında sahadan yine bir puanla ayrılarak liderin 13, Play-Off potasının 6 puan uzağında kalan Erzurum Büyükşehir Belediyespor'un teknik patronu Taşkın Güngör, yaptığı açıklamada, kalan 16 maçlık periyotta puan tablosunun üst sıraları için alınan bu bir puanların çok önemli hale geleceğini iddia etti.

Gelecek hafta ligde 38 puanla 4. sırada bulunan Gümüşhanespor'u Erzurum Kazım Karabekir Stadı'nda ağırlayacaklarını, bu maçtan mutlak üç puanla ayrılmak istediklerini ifade eden Göngör, "Ligin zirvesinde bulunan takımların birçoğuyla Erzurum’da karşılaşacağız. Bu maçları kazandığımız takdirde ligin zirvesi için iddiamızı sürdüreceğimize inanıyorum" dedi.

ELDE VAR '6 PUANLIK' GÜMÜŞHANE MAÇI

Elde edilen sonuçlarla ortaya çıkan bu karamsar tablonun bir nebze de olsa dağıtılması için şimdi tüm gözler 19. haftada oynanacak Gümüşhanespor maçına çevrilmiş durumda.

İlk maçta Gümüşhane deplasmanında rakibin bariz üstünlüğüyle oynanan ancak 0-0 tamamlanan müsabakanın rövanşı niteliğindeki bu kritik müsabaka, Erzurum Büyükşehir Belediyespor ve Teknik Direktör Taşkın Güngör'ün adeta kaderini ve kredisini belirleyecek nitelikte.

-Faruk Arslan/ERZURUMSPOR.NET-

Ocak 20, 2013

Maltepe deplasmanı: İlk yarı vasat, ikinci yarı tek kale


Ben öncelikle tüm Erzurumlular'a maçı daha rahat yerde izlettirebilecek, kale arkasına hapsettirilmeyecek girişimi başlatan Erzurumspor.Net'in naçizane bir yetkilisi olmanın huzuruyla stada girdim bugün.. Kimsenin haberi olmaksızın sürdürüğümüz bu girişimlerde bir tebrik bile beklemeksizin, haberleştirmeyerek, geri planda kalarak taraftara bir nevi 'hizmet' etmiş olmanın zevki bir başka.

Teklifimizi kabullenerek bunu Maltepespor mercilerine ısrarla ileten ve sonuç da almayı başaran yönericilerimize de teşekkürler.

*
Maçın ilk yarısı tam bir faciaydı. Yeni transferlerden özellikle İsmail Aslan'ın kapasitesi eğer bu ise transfer dönemi bitmeden zararın neresinden dönülürse kârdır denilerek hemen gönderilsin ve eksik yerimiz olan sol kanada transfer yapılsın derim. Hiçbir özelliği olmayan bir futbolcu görünümü verdi 45 dakika boyunca. Diğer kanat oyuncusu Cihan Fatih ise "eh" idi.. Kaleci Erhan Kırcı ilk yarıdaki takımın ve sahanın en iyisiydi. Güven veriyor, yan toplar ve cepheden gelen şutlarda çok başarılı bir kaleci.. İnşallah böyle devam eder.

Beklerimiz de vasatın altındaydı ilk yarı. İkinci yarının ilk 5 dakikalık diliminden sonra ise 40 dakika boyunca sahada çok iyi, ilk yarıdakinden yüzde yüz değişmeli bir Erzurumspor izledik.. Heyecan olarak üst seviyede geçti maç ama Maltepesporlu topçuların kendilerini fazlanın da fazlası seviyesinde yere bırakması sinir bozucuydu.. Erzurum'u soğutamamaları, her oyun başlangıcında yine dalga dalga yüklenmemiz de olumlu bir ayrıntıydı.

60'tan sonra Maltepe fiziksel olarak oyundan düşünce daha rahat oynadı bizim takım.. Bu, sezonun ilk yarısında da böyleydi; bize saldıran takımlara karşı üç pas bile yapamıyoruz, fiziksel olarak geride bırakarak yarı sahalarına hapsettiğimiz takımları ise adeta perişan ediyoruz.. 60'tan sonra durum yine böyle oldu. Bu "sorun" hallolmazsa olası Play-Off maçlarında rakiplerin tümünün "ısıran" türde olacağını hesaba kattığımızda durumun vahim olduğu tablosu çıkıyor ortaya.

Orta alanda Emin Bakan gibi bir oyuncumuzun olması çok ama çok büyük bir şans..Hem defansif anlamda hem ofansif anlamda hem takımsal hem bireysel anlamda tam bir yetenek.. Pas yüzdesi çok ama çok yüksek. Bu sayede top servisini çok iyi yaparak takımın adeta beyni oldu bu maçta da.. Kaptanlık da çok yakışıyor Emin'e. Çünkü kaptanlık seviyesinde ve yaşında. Emin'in olduğu maçlarda Cabir'e vermesek keşke pazubandı..

Savunmadaki iki bekin ikinci yarıda hücuma katkısı üst düzeydi. Dede-Fatih ise bu ligin bence en kaliteli stoperleri arasında ilk 5'e rahatlıkla girer. Ancak bu ikili bireysel yeteneklerini "ortaklaşa" yapamıyor. Uyum sorunları var, ara ara çok sırıtıyorlar.. Özellikle kalecimizin bu savunma ikilisiyle çok iyi iletişim ağı olması lazım maç esnasında. Hatta onları koordine etmeli.. Erhan'a çok iş düşüyor kalede...
Duran toplarda ise Musa'yı çok aradık ve çok arayacağız gibi sinyal verdi takım.

Fatih Arat çok yalnız kaldı, ikinci yarı sağ kanattan forvete geçen Cihan, Fatih'in yükünü hayli azalttı ve Fatih kenarlara daha kolay yapabildi koşusunu. Hava toplarında da yine iyiydi ama onu tamamlayacak ve ona pozisyon aldıracak bir hücumcu şart bu takıma.. Kemal Akbaba da bu işi göremezse yandık.

Taşkın Güngör'ün ikinci yarıdaki taktik değişikliği çok iyi oldu. O değişikliği artık genele de yayması lazım..
Savunma dörtlüsünün önünde Fettahoğlu, onun önünde Ekrem-Emin, solda İsmail, sağda Cihan, ileride tek Fatih'le başlamıştı maça, ikinci yarıda ise klasik 4-4-2'ye geçerek Ekrem'i sağa, Fettahoğlu'nu orta göbeğe kaydırdı. Solda oynayan Emrah Bayram ise Darıca maçı sonrasında "bu adam sol kanadın yanındna bile geçirilmemeli" sözümden dolayı adeta beni mahcup etti ve onu izlediğim maçlardaki en iyi performansını sergiledi.

Ekrem sağdan, Emrah soldan hücumu çok iyi besledi ama bitirici vuruşu bir türlü yapamadık.. Emin'in direkten dönen şutu, Emrah'ın şutunu kalecinin harika şekilde çıkarması, Fatih Arat'ın kafa vuruşunun kalecinin bile bakışları arasında direği sıyırıp gitmesi, Dede'nin ofsayt diye verilmeyen golü, Cihan Fatih'in kontrol edemeyerek mutlak fırsattan yararlanamadığı pozisyon, son anlarda Ahmet'in kafa vuruşunu kalecinin çıkarması, yine Ahmet'in yerden vuruşunu savunmanın çizgi ötesinde çıkarması bizi tribünde iyice mahvetti..

İkinci yarıdaki oyun Maltepe'nin fiziksel ve kalite olarak Erzurumspor'un gerisinde kalması bizim açımızdan çok iyi olsa da, bunda o taktik değişiminin de etkisinin olduğunu düşünüyorum. Taşkın hoca bunun farkına varmıştır büyük ihtimalle.

Önümüzdeki hafta Güner-Cabir-Kemal'in de gelişiyle daha güçlü olabiliriz.. Oktay Gümüş'ün cezası da bitti.
Gümüşhane maçı dönüm maçı.

Haydi, güldür yüzümüzü artık be Erzurumspor..

-Faruk Arslan/ERZURUMSPOR.NET-

Ocak 14, 2013

Cihan Fatih Özdemir Erzurum'da

Sağ kanat bölgesi için transfer çalışmalarını sürdüren Erzurum Büyükşehir Belediyespor, İkinci Lig ekiplerinden Ünyespor'un 27 yaşındaki oyuncusu Cihan Fatih Özdemir'le her konuda anlaşma sağladı.

Ankara doğumlu Cihan Fatih, Polatlı Bugsaşspor, Ankaraspor, Batman Petrolspor, Keçiören, Fethiyespor, Diyarbakır BŞB, Karsspor, Ofspor ve son olarak da Ünyespor formalarını giydi.

Kariyerinde 101 İkinci Lig, 66 Üçüncü Lig, 28 A2 ligi tecrübesi bulunan tecrübeli oyuncu bu sezon Ünyespor'la 15 maça çıkmıştı.

Takımımızın Antalya kampına da katılan Cihan Fatih Özdemir'le 1.5 yıllık mukavele imzalanak.


-Faruk Arslan/ERZURUMSPOR.NET-

İsmail Aslan kiralık olarak gelecek

Transfer çalışmalarını hızlandıran Erzurum Büyükşehir Belediyespor sol kanat transferinde de hamlesini yaparak İsmail Aslan'la her konuda anlaştı. Giresunspor'da kiralık olarak forma giyen İsmail için yeşil-beyazlıları ikna eden Erzurum yönetimi, Fenerbahçe'yle de görüşmelerini son aşamaya taşıdı.

Musa Ballı'nın takımdan ayrılmasından sonra sol kanat için arayışlara giren Erzurum Büyükşehir Belediyespor transferde sona geldi. Uzun zamandır görüşmelerin sürdürüldüğü ve Taşkın Güngör'ün sol kanat transferi için belirlediği aday listesinin en başında yer alan 21 yaşındaki İsmail Aslan'la her konuda anlama sağlandı. Giresunspor yönetimini de ikna eden Dadaşlar, Fenerbahçe Kulübü'yle görüşmelerini ise sürdürüyor. Bonservisiyle birlikte satışa yanaşmayan sarı-lacivertlilerle son olarak 'kiralık' anlaşması için masaya oturan Erzurum ekibi transferi büyük ölçüde tamamladı.

A2 TECRÜBESİ DAHA FAZLA

Futbola 2002 yılında Giresunspor'da başlayan, 2007 yılında transfer olduğu Fenerbahçe altyapısında profesyonel olan İsmail Aslan, sarı-lacivertlilerin A2 takımında adından sıkça söz ettirdi.

5 sezon boyunca top koşturduğu Fenerbahçe'de 101 maça çıkan genç oyuncu,Gökay İravul, Okan Alkan, Recep Niyaz ve Berk Elitez'le birlikte takımın öne çıkan isimleri arasında geliyordu.

Geçtiğimiz sezonun devre arasında A takıma çağırılan ve takımın kampına da katılan İsmail, Aykut Kocaman'ın biraz daha tecrübelenmesi için oyuncuyu ısrarla kadrosuna katmak isteyen Giresunspor'a kiralanmasına onay vermesiyle birlikte memleketinin takımına geri döndü. Birinci Lig'de zor günler geçiren Giresunspor'da derde derman olamayarak sezonu son 3 takımın arasında tamamlayıp İkinci Lig'in yolunu tuttu.

Bu sezon takımının yedek kulübesinde kalan ve 11 resmi müsabakada takımının formasını giyen İsmail Aslan, devre arası transfer döneminin açılmasıyla birlikte Taşkın Güngör'ün de ısrarla istemesi üzerine Erzurum Büyükşehir Belediyespor'a evet dedi.

31 KEZ MİLLİ FORMA

U15, U16, U17 ve U18 kademelerinınde 31 kez de milli takım forması giyen İsmail Aslan, tekniği ve bileklerine hakimiyetiyle birlikte "bireysel oyun" anlamda sahadaki duruşuyla dikkat çekiyor. Çalım ve hız özelliği hayli yüksek olan genç oyuncunun Üçüncü Lig'de yeteneklerini daha rahat göstereceği öngörülüyor.

175 boyunda ve 66 kilo ağırlığında olan İsmail, orta sahanın ortasında da oynayabiliyor.

ALTERNATİFİ HÜSEYİN EROL'DU

Sol açık bölgesine takviye için sürdürülen çalışmaların öteki kanadında yerel alan isim ise Kırıkhanspor'un formasını giyen 23 yaşındaki Hüseyin Erol'du. Teknik Direktör Taşkın Güngör'ün, "İsmail olmazsa Hüseyin de olur" görüşünü yönetime bildirmesiyle birlikte alternatifini de hazır tutan Erzurum ekibi, Kırıkhan'da 4 sezon boyunca 95 maça çıkan başarılı sol kanat oyuncusuyla yakın temas kurdu. İsmail'le görüşmelerin olumlu yönde ilerlemesi ve transferin artık imzaya kalmasıyla birlikte Kırıkhan ekibi de Hüseyin'i, transferi için çok ısrarcı olan Batman Petrolspor'a verdi.

-Faruk Arslan/ERZURUMSPOR.NET-

Ocak 11, 2013

Kemal Akbaba Erzurum'da

3. Lig 3. Grup ekiplerinden Erzurum Büyükşehir Belediyespor, hücum bölgesinde Fatih Arat'la birlikte takımın gol yükünü çekebilecek forvet oyuncusu transferinde sona geldi. 1.5 sezondur Bursa Nilüferspor'da forma giyen Kemal Akbaba her konuda anlaşan Dadaşlar, oyuncuyla 1.5 yıl süreli mukavele imzaladı. 24 yaşındaki Kemal, kariyeri boyunca 174 lig maçına çıkarken 34 kez de çeşitli kademelerde milli takım formasını giymesiyle dikkat çekiyor.

Erzurum Büyükşehir Belediyespor'da hücum transferi nihayete erdirildi. Forvet ve forvet arkası mevkiinde oynayabilen Kars doğumlu Kemal Akbaba Erzurum ekibiyle her konuda anlaşarak 1.5 yıllık sözleşme imzaladı.

Bursa Nilüferspor'da 10 sırt numaralı formayı giyen ve iler uçta Gökhan Karadeniz'le birlikte takımın en önemli silahı olan Kemal, bir diğer mavi-beyazlı takım olan Erzurum'un kadrosuna katıldı. Transferiyle ilgili Erzurumspor.Net'e açıklamalarda bulunan hücum oyuncusu, Erzurum'da şampiyonluk sevinci yaşayacağına yürekten inandındığını ve buradaki taraftar potansiyelinin kendisini heyecanlandırdığını belirtti.

KARİYERİNİN 5 DÖNEMİ 'KİRALIK'

2000 yılında Gençlerbirliği'nde futbol hayatına başlayan Kemal, 2004-2005 sezonunda profesyonel oldu ve kiralık olarak forma giydiği Gençlerbirliği Oftaş'ın İkinci Lig mücadelesinde 25 kez forma giyerek 4 gol kaydetti ve takımıyla şampiyonluk sevinci yaşadı. 2005-2006 sezonunda yeniden kiralık olarak Oftaş'ta (şimdiki adıyla Hacettepe) oynayan Kemal, oynadığı 21 maçta 5 gol kaydetti ve yine şampiyonlukla sezonu kapatarak takımının Turkcell Süper Lig'e yükselmesinde önemli bir rol oynadı.

2007-2008 sezonunda uzun uğraşlar sonucu Birinci Lig ekibi Samsunspor'un kadrosuna kattığı Kemal Akbaba, ilk devre boyunca 13 maçta 2 gol kaydetti. Devre arasında İkinci Lig takımlarından Telekomspor'a kiralanan Akbaba, burada forma giydiği 7 lig maçında da 2 gol kaydetti.

İLK KEZ SÜPER LİG

2008-2009'da Süper Lig'e transfer olarak yeniden Gençlerbirliği'ne dönen forvet oyuncusu, Ankara ekibinde 6 maça çıkabilirken 1 kez fileleri havalandırdı ve devre arasında yeniden Hacettepespor'a kiralandı. Hacettepe'de sezonu A2 ve A takımda dönüşümlü olarak geçiren Kemal, bu ekipte 4 kez A, 8 kez de A2 takımıyla maça çıkarken 7 gol kaydetti.

2009-2010 sezonunda İkinci Lig takımlarından Kırşehirspor'un Gençlerbirliği'nden kiraladığı Akbaba, burada 6 maça çıkarken gol kaydedemedi.

Ertesi sezon Beşiktaş'ın A2 takımına transferi gerçekleşen Kemal, siyah-beyazlı formayla çıktığı 20 maçta 8 gol attı.

2011-2012'de ilk kez Üçüncü Lig'in yolunu tutarak Bursa Nilüferspor kadrosuna katılan yetenekli oyuncu, 1.5 sezonda çıktığı 23 maçta 6 gol atma başarısı gösterdi.

MİLLİ TAKIM KARİYERİ

Futbola ilk başladığı 2000 yılından itibaren Milli Takım'ın sırasıyla U15, U16, U17, U18 ve U19 kademelerinde top koşturan Akbaba, uluslararası platformda çıktığı 34 maçta rakip fileleri 9 kez sarstı.

İKİ AYAĞINI DA KULLANABİLİYOR

1.78 boyunda ve 71 kilo ağırlığında olan Kemal Akbaba, sağ ayağı kadar sol ayağını da etkili kullanabiliyor.

31 Mayıs 2014'e kadar mukavele imzalanan 24 yaşındaki hücum oyuncusu, Erzurum Büyükşehir Belediyespor'un 2. Lig koşusunda Fatih Arat'la birlikte en büyük gol umudu olacak.

ÖZAKALIN'LA BİRLİKTE AHMET KÜÇÜKLER DE ANTALYA YOLCUSU

Transfer görüşmelerinde sona yaklaşan Erzurum Büyükşehir Belediyespor'da son hamlelerle birlikte takviye çalışmaları noktalanacak. Görüşmelerin yürütüldüğü Doğan Ateş'i Altınordu'ya kaptırmasından sonra orta sahaya Doğan ayarında bir oyuncu bulunamaması halinde oyuncu almayı düşünmeyen mavi-beyazlılar, orta sahanın sağ ve solu için iki transfer yapacak. Başkan Saim Özakalın'ın bizzat devreye girerek görüşmeleri yürüttüğü iki oyuncuyu da yanına alarak takımın kamp yaptığı Antalya'ya geçmesi bekleniyor.

Öte yandan Onursal Başkan Ahmet Küçükler'in de hafta sonunda Antalya'ya çıkarma yapacağı öğrenildi.

3. Lig'in iki kademe üzerindeki ligde top koşturan bu iki oyuncunun takıma kazandırılmasıyla birlikte transfer çalışmalarını noktalayacak olan Dadaşlar, tamamen lige ve 20 Ocak'ta oynanacak olan Maltepespor maçına konsantre olacak.

-Faruk Arslan/ERZURUMSPOR.NET-

Ocak 07, 2013

Bolu 2-0 Erzurum [Hazırlık Maçı]

İkinci yarı hazırlıklarını Antalya Riu Kaya Belek Otel'de sürdüren mavi-beyazlı ekibimiz, ikinci hazırlık maçında PTT 1. Lig ekiplerinden Boluspor'la karşılaştı. Maç, rakibin her iki yarıda bulduğu gollerle 2-0 sonuçlandı.

Bu sabah saat 11:00'de oynanan müsabakada Boluspor'un gollerini 7. dakikada Serge Djiehoua, 70. dakikada Aydın Çetin kaydetti.

Ekibimiz Antalya'daki 3. hazırlık maçını Cumartesi günü 3. Lig 2. Grup ekibi Menemen Belediyespor'la oynayacak.

Ocak 05, 2013

Kampta ikinci etap ve hazırlık maçları [Haber]

İkinci yarı hazırlıklarına erken başlayarak Antalya Kundu'daki Melas Lara Otel'de kampa giren Erzurum Büyükşehir Belediyespor, buradaki çalışmalarını tamamlayarak Belek'e geçti. Kaya Holding'in Erzurumlu Başkanı Burhanettin Kaya ve AK Parti Erzurum Milletvekili Adnan Yılmaz'ın katkılarıyla Belek Riu Kaya Hotel'da masrafsız olarak 15 gün kamp yapacak olan mavi-beyazlılarda, oynanacak hazırlık maçları da netleşmeye başladı.

Erzurum Büyükşehir Belediyespor'da devre arası hazırlıklarının ilk etabı tamamlandı. 28 Ocak Cuma günü Antalya Kundu'da toplanarak Teknik Direktör Taşkın Güngör nezaretinde çalışmalara başlayan 3. Lig 3. Grup ekibi, 15 gün boyunca teknik-taktik ağırlıklı olarak günde çift idman yaptı.

Musa Ballı, Lokman Atakol, Emrah İnanç, İbrahim İdis, Serhat Çakmak ve Mehmet Öztonga'yla yollarını ayıran ve kaleci Erhan Kırcı'yı kadrosuna dahil eden Erzurum Büyükşehir Belediyespor, çalışmalarını 23 kişilik kadrosuyla sürdürdü.

TEK HAZIRLIK MAÇI

Hazırlık çalışmaları arasında 3. Lig 2. Grup ekiplerinden Silivrispor'la 4 Ocak Cuma günü antrenman maçına da çıkan mavi-beyazlılar, maçın 66. dakikasında Ahmet Baykal'ın kaydettiği golle rakibini 1-0 mağlup etti.

Öte yandan, ikinci yarıda yedek oyuncularını sahaya süren Silivrispor'un, sonradan oyuna dahil olan iki oyuncunun sakatlık geçirmesi ve kenarda başka oyuncu kalmamasıyla oyuna 9 kişi devam etme mecburiyetinde kalmasından sonra oyun, Taşkın Güngör'ün talebiyle 80. dakikada sonlandırıldı.

Bu müsabakada yeni takımının formasını ilk kez giyen kaleci Erhan Kırcı performansıyla beğeni topladı.

İKİNCİ ETAP ÇALIŞMALARI BELEK'TE

Silivrispor'la oynanan hazırlık maçının ardından ilk etap çalışmalarını tamamlayan Erzurumspor, ikinci etap kampı için Antalya Belek'e geçti.

Riu Kaya Hotel'de 15 gün boyunca misafir edilecek olan mavi-beyazlı Erzurum temsilcisi burada yeni transferlerinin de katılımıyla çalışmalarını hızlandırmayı düşünüyor.

Ankaragücü A2 takımından transfer edilen ofansif orta saha oyuncusu İlhami Uğur Yılmaz'ın da kadroya dahil olduğu çalışmalar 5 Ocak'ta başladı.

HAZIRLIK MAÇLARI

3. Lig 3. Grup'ta ikinci sezon müsabakaları öncesinde Antalya'da 2 veya 3 hazırlık maçı daha oynamayı planlayan Erzurum Büyükşehir Belediyespor'da rakip takımlar ve maç fikstürü de netleşmeye başladı.

Hazırlıklarını Antalya'da sürdüren PTT 1. Lig ekibi Boluspor'la 7 Ocak Pazartesi günü karşılaşacak olan Dadaşlar, sonrasında ise 12 Ocak Cumartesi günü, 3. Lig 2. Grup'ta mücadele eden ve Erzurum Büyükşehir Belediyespor gibi 7. sırada bulunan Menemen Belediyespor'la kozlarını paylaşacak.

Antalya'daki çalışmalarını 18 Ocak'ta sonlandıracak olan mavi-beyazlılar, aynı gün, ligde 20 Ocak Pazar günü karşılaşacağı Maltepespor maçı için İstanbul'a geçecek.


-Faruk Arslan/ERZURUMSPOR.NET-

Aralık 29, 2012

Kale artık Erhan Kırcı'ya emanet


Erzurum Büyükşehir Belediyespor'da transfer çalışmaları hız kazandı. Musa Ballı ve Lokman Atakol'un takımdan ayrılmak istemesiyle sol kanat ve kaleci transferine yoğunlaşan mavi-beyazlılar ilk transferini tamamladı.

Dadaşlar'da Lokman'ın takımdan ayrılmasından sonra kale bölgesi için sürdürülen çalışmalarda sona gelindi. İkinci Lig ekiplerinden Nazilli Belediyespor'un kalesini koruyan 23 yaşındaki Erhan Kırcı'yla her konuda anlaşma sağlayan Erzurumspor yönetimi, devre arası transfer döneminin ilk takviyesini yaparak genç kaleciyi renklerine bağladı.

İLK KEZ ÜÇÜNCÜ LİG'DE OYNAYACAK

Kariyerine Trabzonspor'da başlayan Erhan Kırcı, Erzurum Büyükşehir Belediyespor serüveniyle birlikte ilk kez Üçüncü Lig'de forma giyecek. 15 Nisan 1988 doğumlu başarılı eldiven, 2006-2007 sezonunda transfer olduğu İkinci Lig ekibi Trabzon Karadenizspor'da (şimdik adıyla 1461 Trabzon) düzenli olarak profesyonel maçlara çıkmaya başladı. Trabzon ekibinde forma giydiği üç sezon boyunca toplam 63 maça çıkan Kırcı, ilk sezonunda 6, ikinci sezonunda 27, üçüncü sezonunda 30 maçta takımının formasını giydi.

2010-11 sezonunda yeni bir sayfa açarak bir diğer İkinci Lig takımı İskenderun Demir Çelikspor'a transfer olan Erhen Kırcı, burada forma giydiği 14 maçta dikkatleri üzerine çekerek sezon sonunda Süper Lig ekibi Kayserispor'a alternatif kaleci olarak transfer edildi.

Kayserispor'da sezon öncesi hazırlık kampında omzundan sakatlanan ve bu sebeple kadroda fazla süre alamayan Erhan, yeni sezon başında önce Polatlı Bugsaşspor’a, ardından  Üçüncü Lig'den İkinci Lig'e şampiyon olarak çıkan Nazilli Belediyespor'un kadrosuna katıldı.

Nazilli Belediyespor’da Kurtuluş Yurt ve Mesut Balkan’la verdiği forma mücadelesinde geride kalan ve yalnızca Ziraat Türkiye Kupası’nda 2-1 kazanılan Çankırıspor maçında kaleyi koruyan Erhan Kırcı artık Erzurum Büyükşehir Belediyespor’un başarısı için ter dökecek.

23 yaşındaki Erhan Kırcı 1.86 boyunda ve 80 kilo ağırlığında.

LOKMAN'DAN SONRA SERHAT DA AYRILDI

Bu arada takımda "kale" mevkisinde hareketlilik sürüyor. Kulüpten ayrılmak istediğini bildirerek şehirden ayrılan başarılı kaleci Lokman Atakol'dan sonra takımda bir kaleci ayrılığı daha yaşandı.

Erzurum Yolspor'dan sezon başında kadroya dahil edilen ancak oynanılan 17 maçta kadroya girme başarısı gösteremeyen genç kaleci Serhat Çakmak'la Erzurum Büyükşehir Belediyespor'un yolları ayrıldı.

Böylelikle mavi-beyazlıların kalesi sezon sonuna kadar Erhen Kırcı, İlker Günay ve Gürcan Yücelik'e emanet olacak.

Faruk Arslan/ERZURUMSPOR.NET

İbrahim, Mehmet ve Serhat gönderildi

5 Ocak'ta açılacak devre arası transfer dönemini hareketli geçirecek olan Erzurum Büyükşehir Belediyespor'da, iç transferde takımdan gönderilecek oyuncular belirlendi.

Sezonun ikinci yarısının hazırlıklarına 28 Aralık Cuma günü Antalya'da toplanarak başlayan mavi-beyazlı Erzurum ekibinde kampa 3 oyuncu davet edilmedi.

Teknik Direktör Taşkın Güngör'ün raporları doğrultusunda çalışmalarını sürdüren Dadaşlar'da, sezonun başında Çarşambaspor'dan alınan İbrahim İdiş, Kayseri Erciyesspor'dan gelen Mehmet Öztonga ve Erzurum Yolspor'dan kadroya dahil edilen Serhat Çakmak'la yollar ayrılarak kendilerine kulüp bulmaları istendi.

MUSA VE LOKMAN GİTMEK İSTEDİ, EMRAH İNANÇ GERİ DÖNDERİLDİ

Erzurum Büyükşehir Belediyespor'da ayrıca, fazla forma şansı bulamadığı için takımdan ayrılmak istediğini bildiren Musa Ballı'yla birlikte, teknik heyete "ayrılmak istiyorum" mesajını veren Lokman Atakol'la yola devam etmeyecek. Geçtiğimiz günlerde kadroya giremediği için tesislerde taşkınlık çıkaran Emrah İnanç'ın da kiralık olarak geldiği Bugsaş'a geri gönderileceği öğrenildi.

İbrahim, Mehmet, Serhat, Musa, Lokman ve Emrah'a takımımıza ve şehrimize sundukları hizmetlerden ötürü Erzurumspor.Net olarak teşekkür ediyor, yeni kariyerlerinde üstün başarılar diliyoruz.

Faruk Arslan/ERZURUMSPOR.NET

Aralık 25, 2012

Her şey var, 3 puan yok


Altınordu maçı da Yozgat maçı da birbirinin kopyası oldu resmen.. Gol attığında geriye yaslanmadan modern futbolun tüm gereklilikleriyle sahada yer alan bir Erzurumspor, her türlü gol pozisyonuna defalarca giren ama yararlanamayan Erzurumspor, üfürükten hakem kararlarıyla çıldıran, üfürük bir pozisyondan gol yiyen Erzurumspor..

Futbol olarak müthiş seviyedeydik. İki hafta arayla nasıl böyle farklı olabiliyoruz onu anlayamıyorum ama gidişat bu olursa, nokta transferlerle ikinci yarıda seri de yakalarsak Darıca'yı yakalarız.. Darıca hariç diğer tüm takımlar bizim gibi çünkü, istikrarsızlar..

Ayrıca iki hafta üst üste şu maçları ve hakemleri gördükten sonra tarafsız olarak izlemiş olsaydım bu müsabakaları, şu yaygın olan, ama hedefi soyut olan tabir vardır ya "bu takımı çıkarmazlar" diye aynısını derdim maç sonunda sadece; "Erzurum'u çıkarmazlar" diye..

Elde 4 haftalık yani koca bir aylık galibiyetsizlik serisi var..
Her ne olursa olsun böylesine bir oyun oynarken, kaçan goller direkten dönen kafa şutu vs varken tek frikikle gol yiyerek sahadan boynu bükük ayrılmak ve hakeme yüklenmek ayrı ayrı olmaz.. Hepsi bir arada olmalı ama hakem sırtlanlarına karşı bu kulübün avukatı federasyon'la sürekli dirsek temasında olmalı..

Frikikte İlker'in üzerine gelen topu içeriye alması da as kaleci seviyesinde olmadığını gösterdi. Bekleri de iyi değil bizim takımın. Stoperdeki Dede de Fatih de üst düzey. Gol için yapılabilecek her atak şeklini yapan, kaleye her yönden yüklenebilen bir takımı izlemek güzeldi. Gollerin kaçması ise sinirleri allak bullak eden şeylerdi. Ama Altınordu maçının sonundaki sinirlilik hali bu maç sonunda oluşmadı bende.. Daha stabil şekilde ilerleriz heralde dedim, o kadar..

*
Her bölgeye nokta transferlerle iyi hale geliriz. Ama rakipler de nokta transfer peşinde olacak bunun da bilincinde olalım. En azından bu transfer döneminde biraz daha tecrübeli ve ipleri eline almış olan bir yönetim olacak..
Lig ikinci yarıda daha çetin geçer..

Hakkımızda ve 'aklımızda' hayırlısı..

Aralık 17, 2012

Gebze'den de 'heba'yla ayrıldık: 2-1


Şu yazacaklarımı okuyacaksanız biraz başınızı şişireceğim arkadaşlar. Takım evlerimize yine "iç doldurtarak" gönderdi bizleri çünkü...

Yine bir "iç saha gibi deplasman" maçından mağlup ayrıldık.. Son iki haftalık 'skor performansı' gerçekten çok kötü oldu. Gol atabiliyoruz ama gol de yiyoruz sürekli. Taşkın Güngör'ün savunma yapısını övüyorduk iyi diyorduk ama o uzaktan bakışta iyi görünen, "en az gol yiyen iki takımdan biriyiz" gibi bir tablo ortaya çıkaran fakat sahada yakinen izleyince "aha gol yedik, aha yiyecez" korkusunu iliklerinizde hissettirmeden maç tamamlamayan bir savunmamız var.. İşte zirveye oynayan takımlar karşısında hep gol yiyen takım olarak da sınıfta kalan bir savunma kurgumuz oldu. Üst sıra takımlarıyla oynadığımız maçlarda sadece Gümüşhane'den gol yemedik. Darıca attı, Altınordu attı, Maraş attı, Sancaktepe attı, Keçiören attı... Gümüşhane maçında da adeta dokuz doğurduk, direkten dönen toplar, İlker'in kurtarışları vs.

Bu maçta da netice neyse oyun da oydu.
İlk yarıda geldi goller; ilk yarıda muhteşem bir oyun vardı.
İkinci yarı golsüz geçti; o 45 dakika çekilmez bir çileydi.

İlk yarıdaki oyun temposu Erzurumspor yönünden bakmayarak da yorumlandığında hakikaten de muazzamdı.. Top bir o kalede, bir bu kalede. Paslaşmalar ve özellikle takımımızın orta alandaki baskısı Darıcalılara top yaptırmayışı göze hoş geliyordu. Darıca da gerideki hazırlık paslarını iyi yaparak ileri uçtaki iki oyuncusuyla  savunma kurgumuzun üzerine çok geliyordu. Gol ise bizim sol kanadımızda kazanılan serbest vuruşla geldi. Ardından hemen toparlanarak tam zamanında cevap verişimiz de çok iyi olmuştu, Sancaktepe maçındaki gibi bir geri dönüş ummuştuk o golden sonra açıkçası.

Güner'in iyi ortasına tam vuramasa da topu ağlarla buluşturmayı başaran Fatih Arat'a bir kez daha hayran oldum.. İsabetli paslarla beslenildiği zaman mutlaka gol atabilecek bir potansiyel var Fatih'te. Ama gol öncesi kaleci hatasıyla önünde kalan topu biraz da zor pozisyondayken boş kaleye gol yapamaması hiç iyi olmadı. 1-0'lık galibiyet morali oyunun ilk yarım saatlik bölümünde bize geçmiş olacaktı o pozisyonu değerlendirebilseydi.. Tribünlerdeki coşku da o pozisyondan, takımın gol yiyip sonra karşılık verdiği dakikaya kadar duruldu o yüzden..

1-1'den sonra da birkaç atak geliştirdik, özellikle Emin'in ceza yayı üzerinden iyi vuruşunda "gol sevinci" pozisyonunu almıştık ki, top direği yaladı da dışarı gitti..

Sonrasında yine defanslarında iyi atak hazırlığı ve topu ileri uçtaki oyuncularıyla buluşturması oldu Darıcalılar'ın. Tehlikeli pozisyondu ve İlker harika bir uzanışla topu çelerek kornere gönderdi ve olan orada oldu. İzlediğimiz o harika maçta takımlar dışarı çıktı, hakemler oyuna girdi.. Ne yapmaya çalıştı hakem anlayamadım, Darıcalı oyuncuya sarı kart verdi "korner vermedi de kendisini aldatmaya yönelik hareketten sarı mı verdi adama" dedik, baktık ki o da değil adam topu aldı penaltı noktasına koydu.. Sonra vuruş ve gol. Devreyi böyle ucuz şekilde yenik kapatmak psikolojik olarak çok kötü oldu.

Allah sizi bildiği gibi yapsın hakem efendiler.

İkinci yarıda hem Erzurum çok kötüydü, hem Darıcalı oyuncular yerden kalkmadı hem de berbat bir hakem üçlüsü vardı..

Genel hatlarıyla; Darıcalılar orta alanda devre arasından sonra çok iyi pas yaptılar, Erzurumspor'u da çözdüler, Güner ve Ahmet Baykal'a yakın markaj yaparak adeta söndürdüler ikisini de. Ahmet hep sönüktü gerçi..
Fatih'i besleyecek oyuncular kesilince Fatih de o bölgede otomatikmen kesiliyor, aynen öyle oldu bu maçta da.. Ama bir şey var; tamam Üçüncü Lig'in genel sorunudur bu, genç kadrolar olduğu için tempo hep yüksek olmuyor, takım sahada sürekli güzel bir görüntü vermiyor.. Fakat bu gibi durumda yani oyununun sıkıştığı, takımın sahadan silindiği, etkisiz kaldığı anlarda önplana çıkması gereken iki faktör de yok bizde; TAKIMA CANLILIK KAZANDIRACAK OYUNCU DEĞİŞİKLİKLERİNİN YAPILMASI VE BİREYSEL YETENEĞİYLE SKORA GİDECEK, TAKIMI AYAĞA KALDIRACAK OYUNCU/LAR...

Bireysel yetenek konusunda- Musa Ballı ve biraz Güner Okay'dır benim bu takımdaki "bireysel yeteneğiyle skora ve takıma etki edecek oyuncu" profilleri olduğuna inandığım oyuncular. Ama Musa'nın başını yedik, Güner'de de süreklilik yok.. Sahada sadece 2 kontenjan oyuncusu varken ah, Musa Ballı bu maçta sol kanada gözü kapalı yazılamaz mıydı şimdi? Ahmet Baykal eziyetini çekeceğimize Musa'dan en azından bir şey yapmasını beklesek daha iyi olmaz mıydı? Çok zamansız oldu, şu son iki haftalık zaman diliminde de bizimle kalsaydın keşke Musa.. Hem takım hem de senin için çok isabetli olacaktı bu karar, ama zamansız gittin..

Değişiklik konusunda- Dikkat edin, bizim takımda oyuncu değişiklikleri hep ters tepiyor. Oyuncu değişiklikleri taze kan olur, bizde taze kanı dışarı alıp eksik kanı oyuna sürmek gibi bir durum ortaya çıkarıyor. İstop veya geri vitese takmak gibi bir etki oluşturuyor. Buna bir de hocanın "sağ açık oyuncusunu solda, sol açık oyuncusunu sağda" oynatma gibi bir absürd inadı eklenince gel de çık işin içinden.. Ekrem sol kanatta oynuyor diyoruz, giriyor, ilk önce ortada sonra sağda.. Emrah Bayram 'vakası' oyuna giriyor komple sol açıkta oynuyor.. Hani arada değiştirir solla sağı, o da yok...
Ya Taşkın hocam, Emrah Bayram -zaten bu ligin ve takımın oyuncusu değil de- saha içerisinde sol kanattan yanlışlıkla bile geçirilmemesi gereken, o bölgeye göz ucuyla bile baktırılmaması gereken bir futbolcuyken sen bunu nasıl sol açıkta oynatıyorsun ve dakikalarca da ısrar ederek Ekrem'i sola Emrah'ı sağa kaydırmadan durabiliyorsun saha kenarında? Kaliteli olan kumaşı iyi olan kanat oyuncusu oynar hem sağ hem sol kanatta.. Mesela Güner oynar, Musa oynar ama Allah aşkına Emrah Bayram olur mu ya? Yani adı üstünde; Emrah Bayram.. Bu isim bize tatsız tuzsuz yemekten başka bir şey anımsatmıyor ne yazık ki. Top süremedi, pas veremedi, orta yapamadı Allahülalem idmanda hiç mi gözümüze çarpmadı bunlar? Haftalardır kadroya da giremiyordu zaten.. Mustafa Öztürk gittiğinde yerine acilen transfer yapmayıp Emrah'a bel bağlamanın sonucudur işte bu maçın sonucunun özeti. Kenardaki oyuncuların takımı ateşleyememesidir. Daha çok yolu olan Güner'den dört gözle bir şey beklemek zorunda kalmamızdır.

Maçın sonundan bir an..
Dakikalarca yerden oynayarak atak yapamıyoruz, duran top kazanıyoruz karambolden birinin kafa vurmasını bekliyoruz artık.. Son dakikalar.. Topun başına geliyor Emrah, duruyor duruyor, geliyor, topu yerden yan tarafa veriyor plaseyle.. Cabir de beklemediği için geride kalıyor, topa koşuyor ama nafile.. Adamlar "ikram" topu alıyor, metrelerce sürüyor, vuruşlarında top kale direğimöizden dönüyor.. Eziyet bunun adı resmen. Acziyet.

Genel olarak da, geçen haftalarda kötü oynadığımız Beylerbeyi maçında gözüme çarpan "üç pas yapamama" özelliği vardı, işte onun da kötüsündeydik takım olarak ikinci yarı.
Takım "iki pas" bile yapamadı... Ayağına ilk kez top alanları iyi izleyin bir özellik görürsünüz; topla birlikte kendi hızlarını ayarlayamazlar, ya topa basar düşerler ya da topu ayaklarından çok açarlar ve top rakibin ayağına gidince son hamleyi yatarak yaparalar.. İşte bu özelliğin aynısı bizdeydi ikinci yarıda. Top kime gitse sanki ayaklarına ilk kez top geliyor gibiydi, sonuçta hep komik şekilde yere kapaklanıyorlardı..

Darıcalılar ise dokunsan yere yatmaya meyilli. Oyununun son bölümlerinde olur bu, tamam dersin ama ta ikinci yarının başından sonuna kadar yattı da kalkmadılar, bu kadar çirkefliğe lüzum yoktu. Bu çirkefliğe göz yuman hakemler de olunca oyunda, kendi takımınız da kötü olunca işte oyun tam bir işkence oluyor..

Geçen sezonki Darıca maçında da komedi bir hakem vardı, bu maçta da öyle oldu.. Bu kara gömlekliler iyi olunca maç da iyi oluyor, böyle cellatlaştıklarında içimiz yanıyor gerçekten içimiz yanıyor. Bir de zaten sövmeye meyilli olan biz Erzurum halkını iyi deşarj ediyorlar tribünde. Cabir orta göbekte top sürüyor, çelmeyi yiyerek yere kapaklanıyor (üstteki topu ayağından açıpta yere kapaklanıyorlar dediğim durum değil) hakem oyunu durduruyor, faulü onlara veriyor daha Cabir yerden kalkıp itiraza vakit bulamadan sarıyı da yapıştırıyor.. "Arkadaş faulü nasıl onların lehine verdin, Cabir itiraz etti diye mi yoksa faul yaptı diye mi verdin sarıyı yada bir adam top sürürken nasıl faul yapabilir de yere düşebilir ki?" diyemiyorsun işte.. Fizik kurallarına aykırı karar bile verebiliyor hakemler. E tribünlerde de mecbur basıyorsun kalayı.

*
Emrah Bayram-Ahmet Baykal gibi sahada durmalarının sabır taşını bile çatlatacağı oyuncuları oynatmasının yanı sıra Taşkın Güngör'e söylenecek bir çift söz daha var (hatta Emrah'ı taze kan diye, 'kurtarıcı' diye oyuna sonradan alması gibi bir durum var ortada ama neyse)
Ya Taşkın hocam..
Bir oyuncu çok yönlü olur ama bu kadar fazla abanırsan bir de genç yaşında, yönünü mönünü şaşırır darma-duman olur.
Sancaktepe maçında sakatlanan Oktay'ın yerine girerek ön libero oynamıştı İsmail Türkaslan..
"Ön libero."
Sonraki haftalar ve geçen hafta sağ bek oynadı.
İyi bindirdi, orta yapmayı beceremedi ama sağ kanattaki Güner ve o bölgeye yakın yerde oynayan Cabir'i çok rahatlattı, rahat pas yapmalarını sağladı dedik.
"Sağ bek."
İlk maçlarında zaman zaman stoperde de oynuyordu İsmail. Bu maçta da stoper oynadı.
"Stoper."
O kadar göze batacak bir hatası olmadı, ama.. Ama.. Bir hafta önce sağ bekte oynayan bir oyuncu, bir hafta sonra stoperde nasıl "sol tandem" oynar ki? Sol tandemden Fatih Gültekin'i kesmişsin hadi anladık, "iki maç üst üste aynı onbiri çıkarmama" adetine bu kez Fatih'i keserek uymuşsun tamam, ama sağ bekle sol tandem arasındaki kademe farklılığını bilmez misiniz hocam? Bir oyuncu, gencecik bir çocuk, bu kadar farklı kimliği ve futbol bilgisini nasıl barındırır kendisinde aynı anda? Belki zamanla barındıracak, potansiyel vardır ama hayır bunun tek adı var: Fazla abanmak..
Sol ayaklı olan ve sezon başında katıldığı denemelerdeki başarısıyla imza attırılan Erdinç Pekgöz sol ayaklı bir oyuncu. Stoper oyuncularında zor bulunan bir özelliktir sol ayaklı olmak. Stoperin sol tandemi için Fatih Gültekin'in yedeği olamayacaksa Erdinç, daha ne diye sözleşme imzaladık da profesyonel yaptık ki kendisini?
Geçen sezon A2 liginde oynayan İsmail'i haftalarca farklı farklı bölgelerde oynatarak "fazlasıyla KAZANIRKEN/KAZANMAYA ÇALIŞIRKEN", Erdinç'i de fazlasıyla KAYBETMEDİNİZ mi acaba hocam? İsmail'e abanmaya ne gerek var ki böyle alternatifler var iken elde?

*
İnce ince irdeleyince de, salt olarak bakınca da ikinci yarıdaki Erzurumspor, sağlam görünen ama ele alındığında çıtkırıldım olan ve "elde kalan" diye tabir edilen ürünler gibiydi.. İkinci yarı elde kaldı resmen.. Taşkın hoca da iki haftadır kritik hamleleri yapamayışıyla ve absürd futbol ezberleriyle sınıfta kaldı.

Benim içimde kalan bir mesele daha oldu..
Muazzamdı bugün taraftarımız. Muazzamdık. İlk yarım saat sanki şampiyonluk coşkusuyla stadda olan taraftar topluluğu vardı.. İsteği yerine getirilen heyecanlı çocuklar gibi, Erzurumspor'una kavuşan Gebzeliler'in staddaki neşesi ve renkliliği gerçekten görülesiydi..
Ama..
Maç sonunda soyunma odasına giden oyunculara o "Erzurum sizinle gurur duyuyor", "Cabir buraya" tezahüratlarını ben içime sindiremedim. 'Belirli bir yerden' yükselen o tezahüratlara tribünlerin büyük çoğunluğu gibi katılmadım.
İlk yarı biterkenki tezahüratlar tamam, ikinci yarı başındakiler tamam, maç esnasındakiler zaten tamam.. Ama PSİKOLOJİ diye bir gerçek var ise, sen ikinci yarıda bu kadar kötü olan takıma UYARI vazifeni üstlenerek, maç sonunda soyunma odasına giderlerken hemde böyle kritik bir dönemeçteyken UYANMALARINI sağlayacak şeyler yapmalısın taraftar olarak. O esnada susmak da buna dahildir.

Bizler bu site olarak ve bireysel olarak ben, bu takım geçen sezonun başında yerlerde sürünürken, tribünler "ruhsuz" diye daha maça çıkmadan takıma posta koyarken bu "kötü" takımdaki potensiyelin farkında olarak sabırla ve inatla destek olarak sonraki haftalardaki yükselişin adeta LOKOMOTİFİ olmuştuk. Geniş yüreklilikle söylüyorum bunu. O yerde sürünen takımı beşte beş yaparak '3. Lig rekoru' kırdıran DİRAYET, bizim Erzurumspor.Net olarak duruşumuzun eseriydi yüzde 60 olarak. Ben bunun onurunu yaşamıştım geçen sezon açıkçası. Play-off'a kalamadığımız Sancaktepe maçı sonrasında da o kadar hüzünlenmeyerek, umutsuzluğa kapılmayarak açık yüreklilikle teşekkür etmiştim.
Şimdi ise..
Takım rüştünü ispat etmiş. Yönetim, şehir, tribünler, bizler ve hatta üst düzey konfora sahip tesislerimizde yeteri kadar pişmiş bir takım var. Üst sıra mücadelesindeyiz. Üst sıra takımlarıyla oynuyoruz ve kendisini ispat etmiş takımımızdan mutlak beklentilerimiz var.
Ve rakibimiz tam dişimize göre olması gereken bir takım, VE takımınız dökülüyor, VE boynumuzu eğerek bizi evlerimize uğurluyor...
Burada gurur duyulacak bir şey yok. Burada coşkuyla oyuncuları tribüne çağıracak bir durum yok. Eziklik psikolojisidir bu. Yenilgiye alışmak ve yenilgiden hazzalmak.
Taraftar her zaman takımın yanında olmalı, sevinmemek için sevmemeli amenna. Ama takımın yanında olmak, sevinmemek için sevmemek demek, bu arkadaşları hep 'olumlu şekilde' bağrımıza basmak değildir. Biz taraftarız, UYARI vazifesine sahibiz. Bu uyarıyı sadece yönetimle anlaşamadığımız zamanlarda değil, psikolojik olarak da üstün olmamız gereken maçların sonunda göstermeliyiz.
"Çuvaldız" olarak algılansın bu söylediklerim.

"Erzurum Spor Camiası" olarak hepimize gerek çuvaldız. Gerçekten ve temiz yüreklilikle çuvaldızı az biraz; hoca kendisine, yönetim kendisine, malzemeciler kendisine, oyuncular kendisine, biz taraftarlar kendimize batırdığımızda ikinci yarı ve sonrası için umut var demektir.
Selâmetle

-Faruk Arslan/ERZURUMSPOR.NET-

Kasım 29, 2012

Geçen sezonki performansa 'fark' attık

Spor Toto 3. Lig'e ilk yükseldiği sezonun ilk haftalarını hayli sıkıntılı geçiren Erzurum Büyükşehir Belediyespor, yeni sezonda adeta kabuğunu kırdı. Teknik Patron Taşkın Güngör'le birlikte geçen sezona nazaran bambaşka bir yolda seyreyleyen Dadaşlar'ın iki sezonluk istatiksel verileri oldukça dikkat çeken farklılıklar içeriyor.

Erzurum kentinin futboldaki gözdesi Erzurum Büyükşehir Belediyespor, şampiyonluk parolasıyla girdiği ligde, geride kalan 13 haftada üst sıralara ağırlığını koymuş durumda. Büyük ölçüde yenilediği kadrosuyla başlangıç yaptığı 2012-2013 sezonunda Taşkın Güngör yönetiminde zirveye kanatlanan Palandöken Kartalları, puan sıralamasında rakiplerinin bir bir üzerine çıkarken, geçtiğimiz sezonki performans göz önüne alındığında "kendi kendine" de puansal üstünlük sağlıyor.

13. HAFTA İTİBARİYLE...

Hasan Çelik yönetiminde girilen, sonrasında Faik Demir'le yola devam edilen 2011-2012 sezonunun 13. haftası itibariyle oynadığı 12 maçtan (1 hafta bay geçildi) 3 galibiyet, 4 beraberlik ve 5 mağlubiyet alarak 13 puanla ligde 14. sırada bulunan Erzurum ekibi, yeni sezonun geride kalan 13. haftasında ise çok farklı bir konumda.

-Aradaki Puan Farkı 14-

13. hafta itibariyle 8 galibiyet, 3 beraberlik, 2 mağlubiyetle 27 puan toplayan Erzurum Büyükşehir Belediyespor ligde 5. sırada bulunuyor. Geçen sezonun bu zaman diliminde 5. sıradaki Siirtspor'un 6 puan gerisinde olan takımın, bu sezon ise bir basamak altında, 6. sırada bulunan Sancaktepe Belediyespor'la arasında 3 puanlık fark açılmış durumda.

Ayrıca yeni sezonun 14. sırasındaki takım da hemen hemen geçen sezonki sıralamadaki benzer puana sahip. Geride kalan 13 maçta Yimpaş Yozgatspor, topladığı "12 puan"la puan sıralamasında 14. konumda.

-"Averaj" Farkı-

2011-2012 sezonunda attığı 12 gole karşılık kalesinde gördüğü 13 golle "-1" averaja sahip olan Erzurum Büyükşehir Belediyespor, Taşkın Güngör nezaretinde bu sezon çıktığı maçlarda ise rakip kalelere 20 gol gönderdi. Kalesinde yalnızca 8 gol gören mavi-beyazlılar "+12" averaja sahip.

Geçtiğimiz sezon baz alınarak puan cetveline bakıldığında ise liderlik koltuğunda oturan ve sezonu şampiyon tamamlayan Hatayspor'un 13. hafta itibariyle kalesinde 8 gol gören takım  olduğu görülüyor.

Yeni sezonda Erzurum'un atma başarısı gösterdiği "20" gol ölçüsüyle bakıldığında ise geçen sezonki 3. Lig 3. Grup tablosundan sadece iki örnek karşımıza çıkıyor; 23 gol atan, 1. sıradaki Hatayspor ve 21 gol atan, 6. sıradaki Bursa Nilüferspor.

-Ligin En Az Gol Yiyen İkinci Takımı-

Maçlardan beraberlik ağırlıklı sonuçlar alarak başladığı 2012-2013 sezonunda sonradan açılan ve art arda aldığı galibiyetlerle adım adım zirveye koşan Erzurum Büyükşehir Belediyespor'un en önemli özellikleri arasında savunma kurgusu geliyor.

Son 9 maçından 7 galibiyer ve 1 beraberlik çıkarabilen Dadaşlar, 2. sıradaki Altınordu'yla birlikte ligin en az gol yiyen iki takımından biri konumunda...

13 maç sonunda kalesinde 6 gol gören Altınordu'yu yakından takip eden Erzurum savunması, 13 maçta 8 kez rakip forvetlere geçit verdi ve 18 takımlı grubun en az gol yiyen ikinci takımı oldu.

TAŞKIN GÜNGÖR FAKTÖRÜ

Geçtiğimiz sezon bir diğer 3. Lig takımı İnegölspor'u çalıştıran Taşkın Güngör'ün şampiyon yaparak üst lige taşıdığı Bursa ekibi, sezon boyunca deplasman maçlarında kalesinde yalnızca 6 gol görmüştü.

Taşkın Güngör'ün takımı ayrıca 2011-2012 sezonunda profesyonel liglerde deplasmanlarda en az gol yiyen takım olma ünvanına ulaşmıştı.

Faruk Arslan/ERZURUMSPOR.NET-

Kasım 25, 2012

Oyak maçından sonra 'zirve' yapan güven

Şükürler olsun. Haftalar sonra hatta yıllar sonra ilk kez "takır takır" top oynayarak maç kazanan izleyenleri korkuya düşürmeden galip gelen bir Erzurumspor maçı seyrettim.. Takım tam anlamıyla oturmuş ve savunmanın sağlamlığı takım orta alanda da ileride de diriyken daha da güzel oluyor..

Fatih Arat süperdi. Kaliteli forvet işte budur. Attığı iki şık golden daha enfesini ise hakem ofsayt gerekçesiyle vermedi.. Çok çalışkan ve sorumluluk alan forvet Fatih. Kanatlara koşuyor top çalıyor ve top servisini iyi yapıyor. İleride organize olamadığımız maçlarda ise tek kalıyor ve sönük kalıyor haliyle. Ama bu maçta çok iyiydi orta sahamız. Emin'i çok beğendim.. Orta alanda en belirgin özelliğimiz ise çok top çalıyor oluşumuz. Kritik bölgelerde çok iyi hamlelerle fazlasıyla top kapan bir ekibiz. Bu konuda Muhammet Fettahoğlu hem çaldığı hem de servis ettiği toplarla önplana çıkıyor. Canını dişine takarak oynuyor geleceği çok parlak bu çocuğun.
Savunmamız ve kale ise her zamanki gibi...

Attığımız ikinci golde Fatih'in güzel yükselişi ve klas vuruşunun öncesindeki paslaşmalar ve Cabir'in iyi ortası da o atağı tamamiyle "takım olarak atılan gol" sınıfına soktu adeta. O gol bir yere not edilmeli...

Bu takım artık rüştünü gerçekten de ispat etti. Bu hafta rakiplerin puan kaybetmemesiyle pek kazançlı çıkmadık ama oynanan futbol ve skor umutları "zirve"ye çıkardı. Aradaki puan farkını da iyi açtık aslında. 5. sıradayız ve 6. Sancaktepe'ye 3 puan takıyoruz. Darıca ve Altınordu ise elbet takılacaktır.. Emre maçından sonra iç sahada Altınordu'yla sonra Darıca'da yine iç saha gibi bir maçta Darıca'yla oynayacağız. Devre sonlarına doğru bu maçları kayıpsız atlatırsak bu hava bizi sezon sonuna kadar götürür...

Kardelen TV'ye de ayrıca teşekkürler.. Ancak deplasman maçlarımızda olsa "tanımıyorlardır" diyerek es geçebiliriz ama Erzurum kanalında Erzurum takımının oyuncularının isimlerini hatalı söylemek ve hatalı yazmak kabul edilebilir bir şey değil. Yeni oldukları için teknik hatalar mutlaka olur olacaktır da ama bunlar "hata" değil ne yazık ki..

Takımımız taş gibi. Bundan sonra rehavete kapılmadan istikrarlı bir gidişat gerekli.. Devreye de 4 hafta kaldı sanırım. Bu 4 maçı da kayıpsız atlatırsak ikinci yarıya çok başka şekilde başlar ve götürürüz. Özellikle Altınordu ve Darıca maçları..

Bir de geçen sezonun sonlarında yaptığımız zirve hesaplarını şimdi ilk yarının ortalarında yapıyoruz bu çok büyük bir aşama ve çok büyük bir fark.. Bu farkın "mimarı"na yani Taşkın hocaya ayrıca teşekkürler..

Sezon sonunda bize coşku yaraşır..

-Fâruk Arslan/ERZURUMSPOR.NET-

Kasım 12, 2012

İyi yoldayız...

İki haftadır sahanın ofansif anlamda yıldızı Güner, defansif anlamda Lokman oluyor. Defansif kurgumuz da çok iyi.. Grubun en az gol yiyen ikinci takımıyız. Maçtaki golü de İsmail'in hatalı pasıyla yedik, bireysel hata harici zor gol yiyen takımız. Anlaşılan Taşkın Güngör kendisini "Türkiye'nin Lucescu'su" olmaya adamış. İyi defans yapan, mücadeleci ve kazanmasını bilen, zirveye oynayan ekipler ortaya çıkarıyor. Ancak Lucescu'ya bu ülkede nasıl her puan kaybından sonra sövüldüyse, şampiyonluklar hatta Avrupa Kupası dahi kazansa da Türkiye'de, skor kötü olunca "defans oynatıyor, kovulsun bu adam" dediler, dediler ve şampiyon yaptığı iki takımdan birden kovdurdular adamı.. Şimdi Ukrayna'yı uçuruyor. Yani "değer" bilmek lazım.

Takımımız son 7 maçtan 6 galibiyet çıkardı. Profesyonel liglerde şampiyonluk havasını yıllar sonra ilk kez bu kadar erken yaşıyoruz.. İnşallah devamı gelir.

Tabii eksikler de çok. Golü kalemizde görene kadar sahada çok kötü bir Erzurumspor vardı. Golden sonra tam tersi oldu, orta sahada çok kritik yerlerde çok sayıda top çaldık rakipten. Bunları gole çevirebilseydik farka koşacaktık..

Oynayan oynamayanı aratmıyor. Teknik kapasitesi orta seviyede olan ancak mücadele kapasitesinin üst düzey olmasıyla bu açığı kapatabilen bir takımımız var. Bu iki özelliği dengelersek o zaman harika olacaktır işte..

Ayrıca yine yıllar sonra ilk kez 11. hafta itibariyle maç başı puan ortalamamız 2,0 oldu. Bu seviye zirveye oynatır. 2 ve buçuk arası puan ortalaması bizi şampiyon yapar.

Bir de şöyle bir şey var; zirvenin en iddialı 3 takımı olan Kahramanmaraş, Sancaktepe ve Keçiörengücü'nü puan sıralamasında altımıza almış durumdayız.
İyi yoldayız..

Fâruk Arslan/ERZURUMSPOR.NET

Erzurum 2-1 Sancaktepe [HABER]

Spor Toto 3. Lig 3. Grup'ta zirveyi yakından ilgilendiren zorlu müsabakada Erzurum Büyükşehir Belediyespor, 1-0 mağlup duruma düştüğü maçta Sancaktepe Belediyespor'u Fatih Gültekin ve Güner Okay'ın golleriyle 2-1 mağlup etmeyi başardı. Oynadığı son 7 maçın 6'sında sahadan galip ayrılarak puanını 23'e yükselten Palandöken Kartalları, zirve yolunda önemli bir engeli daha aştı.

Dadaşlar rakip tanımıyor... Lige beraberliklerle giriş yapan ve şampiyonluk yolunda kaptırdığı puanlarla taraftarlarını endişelendiren Mavi-Beyazlı Erzurum temsilcisi, son haftalarda art arda aldığı 3 puanlarla parmak ısırtıyor. Taşkın Güngör'ün önderliğinde çıktığı 11 maç sonunda ligin en az gol yiyen ikinci takımı olma hüviyetini yakalayan Erzurum Büyükşehir Belediyespor gözünü zirveye dikti.

CABİR'SİZ ORTASAHA, DEDE'SİZ SAVUNMA

Müsabakaya takımın iki  kaptanı Cabir ve Dede'den yoksun olarak başlayan Dadaşlar, maçın  ilk 15 dakikalık zaman diliminde hayli tutuk bir görüntü sergiledi. Dakikalar 17'yi gösterirken savunmada hazırlık pasları esnasında İsmail Türkaslan'ın kritik bölgede topu rakibine kaptırması ve Sancaktepe Belediyesporlu Doğan Ateş'in yaklaşık 35 metreden aşırtma vuruşunun ağlarla buluşmasıyla gelen beklenmedik gol kısa süreli paniğe neden olsa da Erzurum ekibi çabuk toparlandı. Yaklaşık 8 bin taraftarının desteğini arkasına alarak ataklarını sıklaştıran ve beraberlik için Sancaktepe kalesini abluka altına alan Erzurum Büyükşehir Belediyepor, sol kanattan aldığı topla ilerleyen son haftaların formda ismi Güner Okay'ın ceza sahasına yaptığı ortayı rakip savunmacı Uğurcan Arslantürk'ün elle kesmesi sonucunda penaltı kazandı. 25. dakikada topun başına geçen Fatih Gültekin'in kaleciyi ve topu ayrı köşelere göndermesiyle birlikte skora denge geldi: 1-1.

Golden sonra oldukça morallenen ve kontrollü oyunla rakip kaleye yüklenen Erzurumlu futbolcular, takımın geriye yaslandığı bir bölümde ikinci golü buldu. 43. dakikada rakip Sancaktepe'nin atağını önleyen kaleci Lokman'ın yaptığı isabetli degaj, sol kanatta Güner Okay'ı hareketlendirdi. Güner'in iyi kontrolle önüne alıp ceza sahasına kadar sürdüğü topu sol ayağıyla kalecinin uzanamayacağı köşeye bırkamasıyla birlikte Kazım Karabekir Stadı'nı dolduran binlerce taraftar bu defa öne geçmenin coşkusuyla ayaklandı: 2-1.

İKİNCİ YARIDA DEVREYE GİREN HAKEM FAKTÖRÜ

Güner'in şık golüyle kapanan ilk devrenin ardından ikinci yarıda Sancaktepe Belediyespor'lu oyuncuların beraberliği sağlamak için baskılı oynaması oyunu korakor bir hale getirdi. İkinci yarının henüz 9 dakikalık dilimi geride kalmışken rakibiyle girdiği ikili mücadele sonrasında hakemin ikinci kez elini cebine atarak Zafer Doğan'ı çift sarı kartla oyun dışına göndermesi ortalığı bir anda karıştırdı.  Taraftarların hakeme yönelik yoğun tepkileri esnasında oyunu terk eden Zafer Doğan ise Erzurum'daki son iki maçta kırmızı kart gören ikinci oyuncu oldu.

Kahramanmaraş Belediyespor maçında oyunda 1-0'lık üstün durumdayken Cabir'in kırmızı kartla oyun dışında kalmasından sonra üstünlüğü rakibe kaptırarak kalesinde gördüğü 2 golle sahadan mağlup ayrılan Erzurum Büyükşehir Belediyepor, bu kırmızı karttan sonra taraftarlarına yine "acaba maç yine mi dönecek?" dedirttiyse de oyunun geri kalan bölümünde daha hırslı görüntü çizen mavi-beyazlı oyuncular kalesini gole kapamayı bildi.

TAŞKIN GÜNGÖR TRİBÜNE GÖNDERİLDİ

Oyunun en kritik anlarında hakem Nuri Karahançer'in faul çaldığı her pozisyonda sarı kartına başvurması taraftarlar ve Erzurumspor yedek kulübesi tarafından tepkiyle karşılanırken bir pozisyon sonrası hakeme sert şekilde tepki gösteren Taşkın Güngör tribünlere gönderildi. Bu dakikadan itibaren oyunu forse eden Dadaşlar, savunma ve kaleci Lokman Atakol'un başarılı hamleleriyle Sancaktepe ataklarını sonuçsuz bıraktı ve 90+4. dakikada hakemin maçı bitiş düdüğünü çalmasıyla birlikte bu kritik virajı da kayıpsız olarak dönerek 3 puana ulaştı.

SON 7 MAÇTA 6. GALİBİYET

3. Grup'ta şampiyonluğun en iddialı ekiplerinden olan Erzurum Büyükşehir Belediyespor, son 7 haftada oynadığı iç ve dış saha maçlarından tam 18 puan çıkardı. Ligin 4. haftasında Kocaelispor deplasmanından 3-2'lik mağlubiyetle ayrıldıktan sonra sırasıyla Arsinspor (2-0), Diyarbakırspor (1-0), Elazığ Belediyespor (2-0) ve Mardinspor (3-0) maçlarını gol dahi yemeden kayıpsız atlatan Palandöken Kartalları, 9. hafta müsabakasında kendi sahasında 1-0 öne geçmesine rağmen son saniyede yediği golle Kahramanmaraş Belediyespor'a 2-1'lik skorla mağlup olmuştu. Kahramanmaraş maçından sonra toparlanan Erzurumspor, İstanbul deplasmanında Beylerbeyi'ni 1-0'lık skorla mağlup ettikten sonra Erzurum'daki Sancaktepe Belediyespor maçından da galip ayrılarak oynadığı son 7 maçın 6'sında sahadan galibiyetle ayrılmayı başardı.

BİR KRİTİK VİRAJ DAHA: KEÇİÖRENGÜCÜ

Son haftaların formda ekibi Erzurum Büyükşehir Belediyespor'un ligin 12. haftasındaki durağı ise Ankara olacak.

Geçtiğimiz sezon İkinci Lig'e çıkma fırsatını Play-Off maçlarında kaçıran ve bu sezon ligin favori ekipleri arasında gösterilen Keçiörengücü deplasmanına çıkacak olan mavi-beyazlı Erzurum ekibi, Cabir ve Zafer'den yoksun olarak mücadele vereceği bu zorlu karşılaşmadan iyi bir neticeyle ayrılarak Erzurum'a dönmenin hesaplarını yapıyor.

Rakip Keçiörengücü, 11 maç sonunda topladığı 20 puanla ligin 7. sırasında bulunuyor.

-Fâruk Arslan/ERZURUMSPOR.NET-

Kasım 05, 2012

Kötü oyun, harika gol, kritik üç puan: Beylerbeyi-Erzurum

Skora göre, sıralamaya göre matematik hesabı yapılmaz futbolda. Her takım, her takıma takılır, takılabilir. Ve tekrar söylüyorum; Erzurumspor'un yakın geçmişine baktığımızde hep şu "orta sıra-alt sıra" takımlarına maç ve puan kaybedişlerimizle dolu istatistikler var.. Geçen sene grubumuzda küme düşen takımlarla oynadığımız maçlara ve oralarda kaybettiğimiz puanlara da bakabiliriz en yakın örnek olarak.

*
Maçla ilgili tek söylenecek cümlem şu olur aslında: Bu tür oyunla şampiyon olamayız ama bu tür galibiyet(ler)le şampiyon olabiliriz. Kötü oynadığımızda da kazanabiliyorsak, bu bir aşamadır. Kötü oynarken kazanmak, anahtardır.

Evet; takım bugün gerçekten kötüydü.. Üç pas yapamadık maç boyunca. Beylerbeyi de iyi değildi.. Ama orta sahada çok diri bir takım görüntüsü verdiler. Savunmamızın arkasına da tehlikeli toplar attılar birkaç defa. Savunmalarında Samet'in olmayışı o bölgede tandemi sakat bırakmıştı. Ama bu tür maçlarda kilit oyuncunuz olmalı ve kapıyı açmalı işte.. Bu kilit oyuncu Beylerbeyi'nin sol kanattaki 10 numaralı oyuncusuydu. İlk başta ismen tanıyamamıştım kendisini, geçtiğimiz sezonki Beylerbyi maçmızda da çok önplandaydı ve penaltıdan golü bu futbolcu atmıştı, o zaman 11 numara giyiyordu.. Hakkı Şimşek..
Gerçekten harika futbolcu. Onun bireysel çabalarıyla sol kanattan çok geldiler. Hatta ikinci yarı tamamen ona çalışarak kendi sağ kanatlarını da ona destek için sol-ortaya yasladılar.  Taşkın hoca ikinci devre Hakkı'nın bölgesini daha kalabalık tuttu markaj için ve etkili de oldu. Ve ikinci yarı Hakkı'ya destek için boşalttıkları sağ kanatlarından, bizim sol kanadımızda oynayan Güner'le çok geldik.
Sonra Musa girdi, GÜner sağa gitti, sağdaki ilk topla buluşmasında enfes bir gol attı..

Kilidi onlarda Hakkı açamadı, bizden Güner açtı. Bu tür "bireysel" yetenekler kilitlenen oyunlarda, kötü oynanılan maçlarda bir anahtar işte.. Maçı alıp takımı havaya sokup lig boyunca iyi bir rüzgarın oluşmasını sağlar belki de..

İstanbul'daki bu kötü fobiyi yenmemiz harika oldu.. 9 yıl+81 dakika bekledik bu sevinç için..

*
Bireyselde Güner haricinde Lokman Atakol bu maçın diğer yıldızıydı. Cepheden gelen şutlar olsun, yan toplar olsun hiç sektirmedi hepsini hatasız olarak kontrol etti. Takımın en tecrübelisiydi ve tecrübesinin hakkını verdi adeta.
Savunmamızda Dede Çelik parmak ısırttı.. Duvar gibi defans yaptı.
Beklerimiz pek ileri çıkamadı. Sadece, ikinci yarıda Beylerbeyi'nin takım olarak Hakkı'ya çalışarak kendi sağ kanatlarında bıraktıkları açıklardan faydalanarak Samet çıktı birkaç kez.. İyi de hücum yapabildiğini gösterdi ama ağır sanki biraz. Zafer'se ilk yarı perişan oldu resmen Hakkı karşısında. Gümüşhane maçında  Yılmaz'ın solda Samet'e yaşattığını bu maçta Hakkı sağda Zafer'e yaşattı.

Ekrem Sütçü orta göbekte pek verimli olamıyor. Mücadele fazla olunca bireysel yeteneklerini göremiyoruz, bu maçta da öyle oldu. Ofansa daha yakın bölgede olsa, forvet arkasında daha verimli olabilir sanki.. Yada biraz dinlendirmek gerek kulübede.
Orta göbekte ise "kötü" bir Cabir'i bile aradık gerçekten.. O bize çok lazım.

Çift forvet çıktık ama yine tek forvettik, Fatih Arat Güner'le değişken olarak sağ ve sol açıkta oynadı hücumcu olarak. Santrafor oyuncusu kanatlarda bu kadar kalırsa heba olur, bu da öyle oldu.. Çok top ezdi. Hatta fazlasıyla "çok".. Saç baş yolduk tribünde resmen.. İbrahim İdiş de tek forvet olarak bekleneni veremedi. Hava toplarının hiçbirin ialamadı. Yan toplarda da ağır kaldı..

Ben oynanan oyunu beğenmedim ama skoru çok beğendim. 5-0''lık galibiyetle eşdeğer bu bence.. Kötü futbol, süper bir gol, kritik çok kritik üç puan..

-Fâruk Arslan/ERZURUMSPOR.NET-

Ekim 01, 2012

Ne umduk ne bulduk..

Ne umduk ne bulduk..

Maçtan evvel Kocaeli taraftarlarının "en kritik maçımız, ya bu olacak ya da olmaycak" gözüyle baktıkları kritik maçtı.. Bizim açımızdansa malum "rakip genç takım rahat geçeriz" beklentisi..

Maç başladığında da bizim beklediğimiz yönde gidebilirdi maç, 2. dakikada Musa'nın ortasında Cabir'in iyi kafa vuruşu vardı az farkla auta giden, o gol olsa rakip daha neyin ne olduğunu anlamadan biz maçı koparırdık ancak olmadı ve Kocaeli dakikalar ilerledikçe direncini artırdı.. 15. dakikadan sonra zevksiz bir orta saha oyununa dönmüştü maç.. Tam 40. dakikada bizimkiler kıpırdadı birkaç atak yapma eğilimindeydi ki (ilk kornerimizi de bu dakika içerisinde kullandık) 44'te 99 numaralı 19 yaşındaki Emre Akgün'ün çok iyi sürerek savunmamızın arkasına attığı topta yine 19'luk Doğan Karakuş'un ceza sahası dışından alıp altı pasa kadar sürüp attığı golle yenik duruma düştük.. O pozisyonda Fatih'in arkadan iyi markajı vardı tatlı sert müdahelelerde de bulunmuştu, o sırada kaleci İlker çıkıp alan daraltacağına geri geri gidince ve en son kale çizgisine kadar sokulup "e vur da at artık şu golü" dercesine hareket edince Doğan'a da sağ köşeye vurmak kaldı.. Bu çocuk sezon başında başka takıma gidecek, Kocaeli'yi istemiyor felan diye çok yazılıp çizildi ama Kocaeli'de bu sezon da pişip yakın gelecekte çok iyi yerlere adımını atar. Üçüncü Lig'in çok üzerinde. Hakeza 99 numaraları Emre de öyle. Hem top kapıyor hem çok hızlı hem de harika ara paslar çıkarıyor, attıkları gol gibi Emre-Doğan ikilisinin çok tehlikeli 2-3 tane de ofsayta takıldıkları pozisyonlar vardı..

İkinci yarının hemen başında ön libero olarak oynayan ve orta sahada en çok mücadele eden oyuncumuz olan Muhammet Fettahoğlu'nun yerine Oktay, sahada kendisinden önce göbeği koşan "kilolu bir yıldız görünümü" veren (Sergen Yalçın akla getirilebilir) Musa Ballı'nın yerine de İbrahim İdiş girdi.. Sol kanadımız zaten belirsizdi, Musa sağa gidiyor, sağdaki Emrah yine sağda kalıyor, ortadaki Ekrem boş kalan sol açığa değil yine orta sahada mücadele ediyor felan.. O bölgede ne oynatmaya çalıştı hoca anlamadım. Boş kalan o kanattan zayıf bek Mehmet Öztonga'nın üzerine çok geldiler 10 numaralı oyuncuları Berkay Arslan'la.. Musa-İbrahim değişikliğinden sonra İbrahim forvet-sol oynayınca bizim o kanat iyice düştü.. Oktay'ın top kullanma becerisi nefes aldırdı yine  orta sahaya ama yetersiz kaldı o da.

Oktay orta sahanın en teknik ismiydi. Fizik olarak, ikinci yarıda oyuna girmiş olmasına rağmen 75'lerde iflas etmiş olmasa tekniği ve ortadan içeriye gönderdiği orta ve şutlarla "en etkili oyuncumuzdu" diyebilirdik.. Sonradan girenlerin en iyisiydi diyebiliriz yine de.

İkinci yarı rakip kaleye yüklenme çabalarımız esnasında (60larda) soldan Ekrem'den aldığı pasla kaleye harika bir şut çıkardı Oktay, kaleci güçlükle kornere çeldi ve tam "takım rayına girer, bu ateşleyici güç olur" dediğimizi bu pozisyonun devamında Ekrem korneri kullandı, yine kornere çıktı, korner atışında topu yine ön direğe gönderdi ve savunmalarından çıkan topla kalemize kontradan gol geldi.. İlk goldeki gibi "tam silkinebileceğimiz" anda acemice gol yedik.. Sağ kanadımıza doğru gelen topa Mehmet Öztonga'yla Doğan Karakıuş yöneldi, Doğan hava topuna çıkar gibi yaptı, Mehmet'te bunu yedi, zıpladı ve ıskaladı.. Doğan da taktiğinin işe yaramasının verdiği gazla olsa gerek topu harika sürdü, arkadaşına verdi  oda müsait pozisyondaki Doğan'a tekrar aktardı ve gol..

Sonra yine ilerde kalabalık ama ne yaptığını bilmeyen bir Erzurumspor..
Oyunun bir bölümünde Ahmet Baykal-İbrahim İdiş-Emrah İnanç ve Fatih Arat'la, yani kadromuzda bulunan tüm ofans oyuncularımızın sahaya sürüldüğü anlarda da bu keşmekeşlik genel manada devam etti.

Yalnız, sağ açık-forvet gibi oynayan Emrah İnanç  bence bu maçın kilit adamıydı. Gollerde Doğan Karakuş'un değil onun ismi yazılıyor da olabilirdi maç sonunda...
Bu arkadaş bu takımda gol atar, belki çok da atar ama iyi bir golcü/bitirici değil bunu gösterdi. İki yarıda da "tam pozisyon" diyemeyeceğimiz ancak az biraz futbol zekasını kullansa çok iyi bir gol pozisyonu oluşturbilecği en az 7-8 top geldi ayağına.. Her vuruşu olumsuz oldu.. Çok iyi vurdukları da oldu, ikinci yarıda bi şutu gerçekten jeneriklik gol olabilecek bir pozisyondu ama olmadı, daha doğrusu olduramadı..  Ya yanlış vurdu, ya vurmaması gereken yerde vurdu, ya da vurmayı biraz daha beklese yahut pas verse daha etkili olabilecek anda vurdu.. Gol olsa "çok iyi yaptı" diyebilirdik ama olmadı hiçbiri de olmadı. O yüzden diyorum; Emrah gol atar, belki fazla da atar ama golcü değil, iyi bir golcü değil. Kanat oyuncusu da değil..

Üçüncü golde yine Emre Akgün vardı. Dede'yi pazara göndererek çalımladı, oyuna sonradan giren 23 numaraları Melih Ahmet'ti sanırım, ona bıraktı o da soldan sokuldu, 5-10 metre de topu sürdü ve golü attı.. İlk kez bir Erzurumspor maçında kalkıp staddan gidesim geldi.. Bireysel anlamda bir şeyler var ama takım makım yok sahada çünkü.. Resmen ezildik kaldık o genç Kocaeli'nin eforu altında.

Üçüncü golün tıpkısını 1-2 dakika öncesinde kaçırmışlardı zaten.. Cabir orta sahada Emre'ye kaptırdı, sonra Dede aldı, sonra onun da ayağı kaydı düştü Emre sağ kanada yolladı, Berkay çok tehlikeli pozisyonda vuracakken geriden "ölümüne depar"la gelen Cabir yatarak topu kornere çıkardı..

Cabir demişken..
Biz Cabir'i koşusunun, azminin yanısıra çok iyi top yapmasıyla sevmiştik. Ayağına top çok yakışıyordu ve çift yönlü de oynyabiliyordu. Şimdi sadece ileri geri koşuyor.. Genç herkes yapar bu koşuyu, aradan sivrilten "bilek kıvraklığı" oluyordu Cabir'i ama artık o özelliğini kaybetmiş sanki.. Hüseyin Çimşir olmuş Cabir. Koşuyor, toplarıysa sadece sağa ve geriye verebiliyor. Top tutma, atağın yönünü değiştirerek topu diğer kanada yollama, ileriye pas, derinliğine pas, top sürebilme.. Hak getire.
Bizim Cabir bu değildi. Bu seviyede gerçekten Üçüncü Lig'de her takımda oynar ama seneye kontenjan oyuncusu olarak "her" Üçüncü Lig takımında kadroya direkt olarak yazılır mı bilinmez. Oktay Gümüş Adana yorgunu muydu bilmiyorum ama performansını 90 dakikaya yayabilirse bence o "Cabir'den daha Cabir!"

*
Son dakikalardaysa inanın biz gol attık diye sevinecek hiçbir şey yok. Biz atmadık çünkü rakip yedi. Hele İbrahim İdiş'in golü.. Ortalama olarak "19'luk" rakibin tecrübe eksikliğiydi o gol. İbrahim'in uzak mesafeden vuruşunu kaleci konsantrasyon eksikliğiyle aldı içeri. (topun çok iyi bir noktaya gitmesinin de etkisi var biraz diyelim)
İkinci golümüz de; artık tamamen geri yığılmış ve 10 kişi oynayan Kocaeli savunmasına karşı sağ taraftan Zafer'in bireysel çabalarıyla getirerek önünü çok iyi açıp içeriye göndermesiyle geldi. Fatih önce çok iyi yükselerek vurdu, kaleciden dönen topu (kaleci tecrübeli olsa ya tutardı yada alanın dışına tokatlar veya yumruklardı o topu) Fatih bu kez tam ayağına oturtarak çok sert bir vuruşla ağlara yolladı..

Maç böyleydi.. Haberini girdiğimizde dakika dakika maçta ne oldu onu da aktaracağızdır oraya zaten..

Oyuncular bazında bakarsak;
Maçı benden başka izleyen bir Dadaş varsa söyleyebilir mi yoksa ben mi kaçırdım; Acaba kalecimiz İlker Günay hiç top tuttu mu? Kalede duruşuyla sırıtmadı gerçi ama maçı istatiksel olarak izleyen biri olsa da söylese Kocaeli'nin kaleyi her bulan şutu gol mü oldu acep? Başka tehlikeli pozisyonları oldu ama dışarı vurdular sanırım hep. İlker'in kurtardığı veya topu üzerine vurdukları oldu mu? Ben belki de yorgunluktan olsa gerek hatırlamıyorum. Çok not aldım, onların arasında da yok..

- Savunmada Fatih Gültekin'in kumaşı sağlam. İlk yarı en umutlu yönümüz defans anlayışıydı zaten.  Golü yemesek ikinci yarıda Muhammet'i çıkarmz ve ön liberolu, zaman zaman 5'lenen defansı bozmazdı hoca.. Ama yine de yanlış yaptı, Muhammet Fettahoğlu değil Cabir'in yerine girmeliydi Oktay Gümüş. Muhammet'le eminimki o kadar basit kontralar yemezdik ve Dede bu kadar sırıtmazdı mevkisinde..
- Evet, Dede de o kadar abartılacak bir yapıda olmadığını gösterdi bu maçta.. Yani iyi bir Üçüncü Lig defans oyuncusu, Üçüncü Lig seviyesindeki forvetlere karşı iyi ama üst lig kumaşında bir Doğan Karakuş karşısında adeta dağıldı... Çok kolay çalım yiyor. Özellikle vücut çalımları genelde savunmaya yardıma gelen ofans veya kanat oyuncularına atılır, bu maçta hep Dede yedi vücut çalımlarını. Savunma oyuncusu vücut çalımı yemez. Hakeza ikinci goldeki kontrada da Mehmet'in o hava topunda yediği bir vücut çalımıydı. Sen savunma oyuncusuysan, boyun kısa olsa bile ve o zor bir hava topu da olsa yememelisin bu "numarayı".

Ama yedik işte.
Sadece biz değil Taşkın Güngör de yemiş oldu.
Geçtiğimiz sezon İnegöl'de tüm sezon boyunca deplasmanda sadece 6 gol yemiş bir takmım teknik direktörü olarak gelmişti bize. Çok iyi bir kariyer verisi... Ama Adana ve Kocaeli olarak, yani sadece iki deplasman maçında 5 gol yedik. "Adana güçlüdür onu sayma" demeyeceğim çünkü Kocaeli de ona nispeten "daha güçsüz" konumuna girecek ve orantıyı eşitleyecek. Futbol biraz da matematikse; evet iki maçta 5 golü hem biz hem de hocanın kariyeri yedi. Yemeye de devam eder mi bilinmez, bu savunma kurgusu da oyuncuları da onun eseri sonuçta.

- Yine defansta, sağ bekimiz Zafer Doğan kötü değildi. Ahım şahım da değildi ama kötü de değildi. Sol kanadımızsa önden destek olmadığı için midir bilinmez, çok sırıttı. Beğenmedim Öztonga'yı. Gümüşhane maçını da izlemiştik, orada da diğer sol bek olan Samet evlere şenlikti...
Haydi hayırlısı.

- Orta alanda Musa'dan çok şey beklerdik.. Hocanın onu neden yedek kulübesi tarafında daha çok tercih ettiği belli oldu.. Oynadı yine, bir şeyler de verebilirdi o kapasiteye sahip ama onun kapanıp 2-3 hafta full idman yapması lazım. Geçen sezonun yarısını boş geçirdi biliyoruz da yaz dönemini de mi idmansız geçirmiş? Bu ağırlıkla olmaz. Kanat oyuncusu olamaz en azından. Forvet arkasında bi yerde olsa Alex gibi idare edilirdi orta saha göbek oyuncularının daha fazla sorumluluk almasıyla en azından ama kanat oyuncusu olmaz böyle. Bence Dede de Musa da bir süre daha yedek soyunmalı. Yada Dede-Fatih Gültekin uyumu sağlanmalı. Birbirlerinin açıklarını kapayamıyorlar ve çok açık alan bırakıyolar aralarında. Bu ikisi ön liberosuz oynayamaz bu halde. Geriye düştüğümüz maçlarda sıkıntı yaşarız yada.

- Yine geçen maçlarda genel olarak beğenilen Ekrem Sütçü de oyunun belirli kısımlarında yerden ve savunma arkasına attığı paslarla etkili olmaya çalıştı ama o ara pas yeme açığını çok iyi kapadı Kocaeli defansı, orta sahalarıyla ortaklaşa olarak. Ekrem'e karşı o bölgede biraz daha sert ve önde basarak çözdüler meseleyi. Ofansa pek katkı sunamadı (özellikle ikinci yarıda kilidi açmaya çalıştığımız dakikalarda) Ekrem. Etkisizdi..
Taşkın hocanın maça son hamlesi olan Mehmet-Ahmet Baykal değişikliğinden sonra sol beke yakın bir pozisyonda oynadığını/oynatıldığını da belirtelim Ekrem Sütçü'nün.

- Oktay-Emreh İnanç yukarıda belirttiğim gibi.

- Sonradan giren İbrahim İdiş'se iki maçtır oyuna girerek gol atıyor. Kalabalık ve kapanan defans arasında o kadar etkili olamadı gerçi ama performansını "ilk onbir" olarak da görmek isteyecektir muhtemelen Taşkın hoca. Önümüzdeki hafta formayı kapar büyük ihtimalle..

- Fatih Arat'a ise ayrı bir başlık açmak gerekir.
En net ve tereddüt etmeden "çok beğendim" diyebileceğim tek isimdi. Komple bir forvet. Bunun yanı sıra, beklemediğim kadar hırslı ve azimli. Her yediğimiz golden sonra takımın genelinin üzerine çöken uyuşukluk bir tek onda tam tersi etki yapıyordu. Duran toplarda geri geliyor, top çıkarıyor, ileride top indiriyor, orta alana gelip top kontrol ediyor, saklıyor, pas dağıtıyor, sürekli kanatlara koşuyor pas alıyor, şut atıyor, kafaya çıkıyor, vuruyor vs.. Çok ama çok çabaladı. Çok da yetenekli.
Onu iyi besleyen bir orta saha ve arkasında iyi uyum sağlayacağı bir isim olursa (Oktay, Ekrem veya Musa olabilir) çok can yakar bu Fatih..
Formayı bugün en çok ona yakıştırdım.

*
Ayda yılda bir izleyebildiğimizden midir nedir, izlediğim zaman böyle çok konuşuyorum maçla ilgili..
Ama konuşulacak çok şey vardı gerçekten.
"Susup" hocanın hamlelerinin beklenmesi gereken de çok şey var. İyi hocaysa bu hamleleri yapar ve takımı şampiyonluk rayına sokar.

Bugünkü oyun şampiyonluğa oynayacak bir takımın oynayacağı oyun değil.
"Ama Adana maçı vardı" da denilemez. Adana'ya kök söktürdük ama ofansif olarak değil defansif olarak. Defansif oyun demek bana "ezik oyun stili" olarak yansıyor. Öyledir de.. Son saniyede attığımız bir yan top golüyle uzatmalar, yine defansif oyun ve yenilen gol var Adana'da. Mücadeledir, hırstır ona eyvallah ancak bu alt ligdeki her takımın, üst lig takımı karşısında yaptığı bir şey. Bu sebeble yorgunluktur, şudur budur denilmeden bu maçın dersini çok iyi çalışmalı hem hoca hem de takım.

Biz onlara her zaman inanırız, her zaman koşarız peşlerinden yine de. Ama futbol "sadece cefa" demek değildir. Taraftar cefasının karşılığında mutlaka "matematik" bekler.
Bu matematik saha içerisinde pas olarak olur, atak sayısı olarak, kornerler, ortalar, şutlar vs ile de olur. En hazlı matematik meselesi ise skor tabelasına yansıyan gol işidir.
Şahsen bana bu matematiği vermediler bugün. İki gol atılmış olunsa bile...

Öte yandan önümüzdeki dört haftalık fikstür kolay denilebilecek bir fikstür. Bu evreyi kazasız atlatarak önümüzdeki zorlu maçlar için moral-motivasyonu iyi seviyede yeniden sağlamış oluruz...
Peki ya atlatamazsak?

...
Neyse..
Diyeceğim o ki; bu maç ve gelecek adına umduklarımız çok başka, bulduklarımız çok çok başka oldu.

Vesselâm

- Faruk Arslan/ERZURUMSPOR.NET -

Eylül 27, 2012

Maçlarımız Kardelen TV'den yayınlanacak!

Erzurum'un uydudan yayın yapan tek haber kanalı olan Kardelen TV'den Erzurumspor taraftarını sevindiren harika bir adım geldi. Üçüncü Lig'de şampiyonluğa koşan Erzurum Büyükşehir Belediyesporumuzun maçları artık her hafta Kardelen TV tarafından canlı olarak ekranlara taşınacak...

Bu sezon Erzurum'daki uyur vaziyette bulunan tüm dinamikler harekete geçiyor...

Erzurum Büyükşehir Belediyespor'un İkinci Lig hedefiyle lige giriş yaparak Erzurumspor efsanesini yeniden ayağa kaldırmak adına yaptığı hamleler tüm şehri kenetledi. Kulübe Erzurumlu işadamları tarfından ciddi miktarda bağışların geldiği, takım formaları ve stadın reklamlarla donatıldığı, kombine kart ve forma satışlarının başladığı bir dönemde atılan olumlu adımlara kayıtsız kalmayan Erzurum medyası da üzerindeki ölü toprağını attı ve Erzurum'un profesyonel liglerdeki tek temsilcisi olan Erzurum Büyükşehir Belediyespor'a aşina oldu.

KARDELEN AÇACAK EKRANLARIMIZDA

Pusula, Erzurum, Hakimiyet, Erzurum Medya gibi basın kuruluşlarının sayfalarında ağırlıkla haberler ve maç fotoğraflarını verdiği takımımızın bu zorlu maratonunda elini taşın altına koyan bir diğer kuruluş ise Kardelen TV oldu. Yeni atıldığı yayın hayatında kısa sürede hayli mesafe alan Dadaşların TV kanalı olan Kardelen TV, kulübümüzün artık iç ve dış saha maçlarını canlı olarak yayınlayacak.

Erzurum Büyükşehir Belediyesporlu yöneticilerle görüştükten sonra bu hafta TFF'yle yayın hakları konusunda irtibat kuran Kardelen ekibi, yayın konusundaki en ciddi sorun olan "teknik" yöndeki eksikliği de Doğan Haber Ajansı'yla anlaşarak giderdi.

TEŞEKKÜRLER KARDELEN!

Mavi-Beyazlı Erzurum temsilcisinin hem iç, hem de dış saha maçlarını canlı yayınlamayı düşünen Kardelen TV'nin attığı bu ciddi adım, gurbette yaşayan Erzurumspor sevdalılarını heyecanlandırmış durumda.

Hem Erzurumspor'da oynayan futbolcuların ekranlarda kendilerini Türkiye'ye ispatlamasını sağlayacak, hem de maçları izleyemeyen gurbetteki milyonlarca Erzurumlu'yu ekrana kilitleyecek olan bu dev adımı attığı için Kardelen TV ekibine, taraftarlar adına ERZURUMSPOR.NET olarak sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz.

FREKANS BİLGİLERİ

Uydu üzerinden yayın yapan Erzurum patentli Kardelen TV'nin frekans bilgileri ise şöyle;

Türksat 3A , 42.0 E
Frekans: 11593V
SR: 27500
Fec: 3/4

Haber: Faruk ARSLAN

Eylül 24, 2012

Kombineler satışta!

Erzurum Büyükşehir Belediyespor yönetimi kulübün eksiklerini bir bir gidermeye devam ediyor.

Yeni sezon öncesinde kulüp tesislerini bakıma alan ve "5 yıldızlı otel" seviyesine getiren, formaların satışa sunulması için zemin hazırlayan, formaların hem göğüs hem de sırt bölgesine reklam alımı yapan ve yapılan çalışmalarla stadın iç ve dışının uzun zaman sonra reklamlarla donatılmasını sağlayan Saim Özakalın önderliğindeki yönetim, şimdi de kombine kart konusuna el attı.

Taraftar kitlesi olarak Türkiye'nin en önemli şehirlerinden biri olan Erzurum'un hep eksik yanı olan kombine kartı satışını 2 hafta önceden başlatan yetkililier böylelikle kulübe nakit olarak ciddi bir gelir sağlama hedefinde. Taraftarlar aısından da maça giriş esnasında daha pratik bir yöntem olan kombine kartlara Erzurumlu futbolseverler yoğun bir ilgi göstermesi bekleniyor.

Şehrin önde gelen isimlerinin aynı zamanda kulübe destek amacıyla çok sayıda temin ettiği kombinelerin satış ücretleri ise şöyle;

Protokol Tribün bölgeleri: 700 TL
Maraton Tribün: 300 TL
Kale Arkası: 300 TL